Ali Üzüm
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’ndeki dava dosyasında yer alan ifadelerinde Amasya’nın Alan köyünden savaş alanlarına uzanan hikayesini anlatırken, “Henüz birinci sınıfta iken maddi imkansızlıklardan dolayı okuldan ayrıldım. Sonra çalışmak için 1978 yılında İstanbul’a geldim” diyor. İstanbul’da çalışırken 1984 yılında otobüs ile İran üzerinden Afganistan’a geçtiğini belirten Üzüm, katıldığı askeri kampta 100—150 kişi içinde kendisi hariç iki Türk savaşçı daha bulunduğunu belirtiyor: “Ahmet ve Muhammed kod adlı bu arkadaşlarım, daha sonra Ruslarla girdikleri çatışma sırasında vefat etmişlerdir.” Burada bir yıl kaldıktan sonra Ahmet Şah Mesut güçlerinin yanında Ruslara karşı savaşmak üzere Penşir Vadisi’ne geçtiğini anlatan Üzüm şöyle devam ediyor:
“Burada Ahmet Şah grubunun yanında Ruslara karşı cihada katıldım. Benim Afganistan’da katıldığım savaşlar 1993 yılına kadar devam etti. 1993 yılında Afganistan’dan ayrılıp Pakistan’a geçtim. 1994 yılında Rusların Çeçenistan’a karşı başlattığı savaş gündemdeydi. O yıllarda Çeçenistan’a cihad için gidecek olanların belli bir süre Afganistan’daki askeri kamplara eğitim almak için geldiklerini görüyordum. Bu dönemde Afganistan’daki gruplar arasında çatışmalar başlamıştı. Biz bu çatışmalara katılmadık. Bu yüzden Çeçenistan’a geçme kararı aldık. Rus pasaportu ile 1996 yılı ramazan bayramı içerisinde Pakistan’dan Tahran’a, oradan Azerbaycan’a geçtim. Daha sonra araba tutup Rus pasaportu ile Gürcistan’a geçerken diğer arkadaşlarla birlikte 35 kişilik bir grup olmuştuk. Ancak buradan geçişi sağlayamadık ve polis tarafından yakalandıktan sonra sınır dışı edildik. Bakü’den havayoluyla İstanbul’a döndüm. İstanbul’a dönüşümüzde 17 kişilik bir gruptuk.”
Ali Üzüm, İstanbul’a döndükten sonra bu sefer Kosova’daki savaşa katılmaya karar veriyor. 1999 yılı başlarında Kosova meselesi çıkınca, uçakla Arnavutluk’a gidiyor; ancak Kosova’ya giremeyince Arnavutluk’ta iki ay kampta kalıp geri dönüyor. Aynı yıl mayıs ayında yine Arnavutluk’a gidiyor, ama bir ay kadar uğraşmasına rağmen yine Kosova’ya geçemiyor. Üzüm, “Aynı yıl ekim ayında yine Kosova’ya gitmek amacıyla kara yolu ile Makedonya’ya gittim. Buradan Kosova’ya girdiğimizde NATO oradaki duruma el koyduğundan herhangi bir çatışmaya girmeden geri döndüm” diyor. 2001 yılına geldiğimizde, 11 Eylül günü dört uçak Amerika’daki hedeflerine vurduğunda, Ali Üzüm’ün Afganistan’daki bir kampta komutan yardımcısı olduğunu görüyoruz: “2000 yılı ağustos ayında Kabil’in 40—50 kilometre uzağındaki Karabağ bölgesinde bulunan ve Türklerin kampı olarak bilinen kampa gittim. Burada kamp komutan yardımcısı oldum. Bulunduğumuz kampa genellikle Türkler gelirdi. 11 Eylül saldırılarından bir süre sonra Amerika’nın bölgeye yaptığı hava saldırısıyla Kuzey İttifakı Kabil’e doğru ilerlemeye başladı. Kuzey İttifakı (ABD birliklerinin yanında savaşan gruplar) bulunduğumuz bölgeye yaklaşınca kampı boşalttık. Pakistan’a geçtikten sonra İran sınırını geçerek Türkiye’ye geldik.”
Hiç yorum yok: