"Bu adamı o koltuğa kim oturttu" dedirten gazeteciler listesi
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın "Tasfiye olacak gazeteciler" listesinden sözettiği yazısının üstüne bi'dolu şey yazıldı söylendi. Dumanlı bu yazdıklarını aynı acemi anlatım, aynı tıknaz cehaletle tekrarlasın diye televizyon programlarına bile çağrıldı.
Hepsini takip edebilenler, epeyce bir gazete okuma eforu sarfettiler demektir. Hadi biz, burada yazmak için kasıyoruz da, onların derdi ne?
Neyse.
Karşılıklı ve çapraz diyaloglar halinde derlenmeye çok uygun görünen bunca kağıt kıyamı içinde daha önce nasılsa farkına varmadığım bir cevher ilişti gözüme. Bu Ekrem Dumanlı yazı yazmıyor, süne zararlısı gibi başağımızın etini yiyor yahu. İdrak etmekte bulunduğumuz mübarek ramazanda daha iyi anlaşılabilsin diye şöyle bir örnekle anlatayım, bu adamın yazıları karşısında kapıldığım can sıkıntısını.
Hani bayramdan bayrama gittiğiniz camide namazdan önce nedense bir şeyler söylemek zorunda olan imamın ileri geri konuşma konusunda kendini fazla rahat hissetmesine şaşırırsınız da, her gün beş vakit namaz kılmak için oraya gelenlerin buna nasıl katlandığına aklınız ermez ya?...
Ya da şu örnek olsun:
Hani mühim biri ölmüştür, cenazesi öğle namazını müteakip Kocatepe Camii'nden kaldırılacaktır. Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere mülki, askeri ve siyasi erkan cenaze namazında saf tutar da, imam aniden net yabancı sermaye girişindeki azalmaya dikkat çeken bir nutuk attırıverir?...
Onun adına "eyvah" diyesiniz gelir hatta?...
Hayır, mekanı da terkedemezsiniz böyle durumlarda. Nutuk çekerken tükrüğünü suratınıza sıçratıyorsa mesela, uyaramazsınız da. Öyle tuhaf, sarsılmaz ve sorgulanamaz bir iktidar kalkanını pelerin gibi kuşanıp üzerinize çörekleniverir bunlar. Kıskıvrak zaptederler sizi. Boğarlar...
Tam da öyle bir can sıkıntısıyla sıkıldım bu yazıları okumaktan.
Üstelik bu yazıda bu adam, başka yazarlara ve başka gazetecilere puan verip yıl sonu karnesi dağıtıyormuş.
Bu bakımlardan Serdar Turgut'un yüksek topları yere indiren, kısa paslarla oyunu açan dahlini bir lavabo temizliği gibi karşıladığımı belirtmek isterim. "Ne yani, aksini mi yazsaydım" diyerek, beklediğimiz şeyleri yazmasına alkış isteyen Ekrem Dumanlı'nın andığı kriterleri tek tek yine kendisine yediriyor.
Vallahi ben o kadar ileriye gidemem. Ben zaten o imamlara nasıl tahammül edildiğine şaşarken de namazdan önce camiyi terketmeyi göze alamamıştım.
Ekrem Dumanlı'nın zeka küpü yazıları için tıklayın
Ayakta kalacak gazete(ci)ler listesi
Tasfiye edilecek gazete(ci)ler listesi
Serdar Turgut'un Ekrem Dumanlı'ya ve ondan yıldızlı beş aldığı için başı göğe ermiş yazarlara ayar verdiği yazısı için tıklayın
Not: Zaman'ın internet sayfalarında ikinci yazının başlığında "Araf" mı kullanılacak "Ayak" mı, bir türlü karar verilememiş. Bu konuda karar verildikten sonra yazının ortaokullar arası kompozisyon yarışmasına gönderilmesi için hiç bir eksiği kalmıyor.
Hiç yorum yok: