Olan biten

12 Mart 1971

MOZAİK...
Gazeteci Cüneyt Arcayürek, "Hürriyet" gazetesinde, 12 Mart öncesi cunta çalışmalarını anlatan bir yazı dizisi yayımlıyor. Bu dizide, yazarın kendi tanımıyla "gün ışığına çıkmamış" belgelerden yararlanılıyor. "Gün ışığına
çıkmamış belgeler", kontrgerilla merkezinden işkence ile alınmış ifadelerdir. Yani, "yasadışı" yollarla alınan ifadeler, yine "yasadışı" yollarla Arcayürek'e iletilmiştir.

Bu ifadelerde birçok asker ve sivil kimsenin adları geçmektedir. Bunlar kimlerdir ve hangi siyasal görüşten yanadır? Önce bunu cevaplandıralım... 15 Mart 1971 tarihinde emekliye sevk edilen Tümgeneral Celil Gürkan ve arkadaşlarından bir kısmı, görüşlerini CHP'ye yakın buldukları için parti genel merkezine başvurmuşlardır. Bunlar Celil Gürkan, Tuğamiral Vedii Bilget, Albay Cavit Bayar, Hava Albay Nedim Arat, Albay Kadir Ok, Hâkim Albay Emin Değer'dir. Aynı gün emekliye sevk edilen Genelkurmay Merkez Dairesi Başkanı Tümgeneral Şükrü Köseoğlu, Demokratik Partiye girmiş ve. bu partinin Kastamonu milletvekili adayı olarak seçimlere katılmışsa da, Parlamentoya girmeyi başaramamıştı. ihtilalciler arasında adı geçen Kurmay Albay Nusret Van, emekli olur olmaz Adalet Partisine girmiştir. Kurmay Albay ilyas Albayrak yabancı sermayenin
kurduğu "Fruko Genel Müdürlüğüne" getirilmiştir. Kurmay Albay Kemal Tunusluoğlu -ki muhtırayı radyoevine götüren görevlidir- Agasi Şen'in Türk Hava Yollarında genel sekreterlik yapmaktadır.

15 Mart 1971 tarihinde emekliye sevk edilen Hava Tuğgeneral Ömer Çekgör de, üniformasını çıkarır çıkarmaz, yabancı petrol şirketlerinin desteklediği "Türk Petrol" Ankara Grubu Başkanlığına atanmıştır.

Aynı gün emekliye ayrılan Tuğgeneral M. Ali Akar, Milas'ta köşesine çekilmiş ve adını unutturmuştur. Albay Kadir Tandoğan da köşesine çekilmiştir. Albay Mehmet Namlı bir şirketin müdürlüğüne getirilmiştir.

Levazım Albay Hasan Yalçınkaya, istanbul'da Aksaray semtinde "Babanın Yeri" adıyla bir meyhane açmış, istanbul Mali Polis eski müdürlerinden Rafet Kaplangı da yine istanbul'da, Kadıköy'de bir büfe işletmeye başlamıştır.

Yarbay Ümran Şensezgin ise, Ankara Halkevlerinde, Halkevi Vakfını işletmek için gece gündüz çalışmaktadır.
ifadelerde, "Devrim Konseyi" üyesi olarak adından söz edilen Piyade Albay Bedri Buluç, Orgeneral Türün'ün emir ve komutasıyla istanbul'da önemli "operasyonlarda" görev yaptıktan sonra emekliye ayrılmıştır.
Korgeneral Hayri Yalçıner, geçtiğimiz ağustos ayında e-mekliye ayrıldıktan sonra, bazı gizli istihbarat örgütlerinde ö-nemli görevler yürüten eşiyle birlikte mutlu yaşantısını sürdürmeye başlamıştı.
Kontrgerilla ifadelerinde "darbeci" olarak adı geçen Korgeneral ihsan Över, şu anda 2'nci Kolordu Komutanlığı yapmaktadır. Yine ihtilalciler arasında sayılan Kurmay Albay Kenan Güven 2'nci Ordu Lojistik Başkanı, Kurmay Albay Orhan Üstün de aynı orduda harekât başkanı olarak görevlerinin başındadır.
ihtilalcilerin Genelkurmay Başkanlığına getirecekleri söylenen Korgeneral Atıf Erçıkan da, 12 Marttan bir süre sonra, Amerika'ya "tedavi" maksadıyla gidip geldikten sonra emekliye ayrılmıştır. Bu korgeneralin, Tümgeneral Celil Gürkan ve arkadaşlarını "ihbar" ettiği, o günlerde ileri sürülmekteydi.

12 Mart 1971 tarihinde istanbul zırhlı birliklerinde görevli Kurmay Albay Nedim Arat da bir turizm şirketinde çalışmaktadır.

Tank Binbaşı Yılmaz Akkılıç, ordudan ayrıldıktan sonra, bir süre gözaltına alınmış, daha sonra da sosyalist eğilimli "Yeni Dönem" adlı bir dergi çıkartmıştır.

Kontrgerilla ifadelerinde adı geçen ve sonradan Madan-oğlu davasında da yargılanıp beraat eden Kurmay Albay Adnan Arabacıoğlu bir ticari şirkete, Kurmay Albay ibrahim Ar-tunç da Halkevlerinin bir şubesinde çalışmaktadır. Deniz Kurmay Albay Adnan Kaptan da orduda görev başındadır. Albay Hidayet Ilgar istanbul'da avukatlık yapmakta, eski arkadaşlarını savunmaktadır.

Sivillere gelince...

Orhan Kabibay, 12 Mart 1971 tarihinden sonra olanca gücüyle Erim hükümetlerini desteklemiş, bir süre sonra Ecevit'i ve partisini, "Marksist kışkırtıcılık..." gerekçesiyle suçlayarak önce Cumhuriyetçi Partiyi kurmuş, sonra da partisiyle birlikte "alafranga sağcı" Turan Feyzioğlu'nun partisinde esas duruşa geçmiştir.

Fakih Özfakih, Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılmıştır. Talat Turan, "Marksist-Leninist" eylemlere yol göstermek gerekçesiyle tutuklanmış, Milli Birlik Komitesi eski üyelerinden Numan Esin ve irfan Solmazer
ile birlikte yargılanmıştır. Numan Esin, Alpaslan Türkeş'le birlikte Milliyetçi Hareket Partisini kurduktan
sonra Türkeş'ten ayrılmış ve büyük bir "nakliyat şirketi" kurmuştur. 12 Mart geldiğinde Esin kırk kadar "TIR" kamyonun sahibi görülüyordu. Solmazer, seksen kadar deniz teğmeni ile birlikte yargılanıp beraat etmiş, Numan Esin'e Göztepe'deki işkence evinde ağır işkenceler yapılmıştı. Solmazer ve Esin'in en yakın "kader" arkadaşı Orhan Kabibay da bu işkence seslerini Cumhuriyetçi Güven Partisi binalarından dinlemiştir.

Bu adları neden açıkladık? Nedeni şu.

12 Mart 1971 tarihinden hemen sonra Silahlı Kuvvetlerde bazı general ve albayların "komünist ihtilal" yapmak için hazırlandıkları, o günün basınında yazılıp çizilmişti. "Hürriyet gazetesi" bu tür yayın yapanların başında
gelmekteydi.

Şimdi soruyoruz: Bu komünist ihtilal, bir yandan Tümgeneral Celil Gürkan gibi "ilericiler", öte yandan Tümgeneral Şükrü Köseoğlu gibi Demokratik Partililer, Kurmay Albay Nusret Van gibi Adalet Partililerle ortaklaşa mı yapılacaktı? Aynı komünist ihtilali, Orhan Kabibay gibi "McCarthist"lerle, yabancı sermaye
müdürleri ve temsilcileriyle mi planlanacaktı? Eğer gerçekten bu bir komünist ihtilal ise Korgeneral ihsan Över'in Kolordu Komutanlığında, Kurmay Albay Kenan Güven ve Kurmay Albay Orhan Üstün'ün orduda görevleri nedir? Nasıl görev başında tutulmaktadır?

Türkiye'de birtakım basın mensubu, gizli örgütlerin "zabıt kâtipliğini" yapmayı "gazetecilik" saymaktadır. Bu sorulara inandırıcı cevaplar vermeden "gün ışığına çıkmamış" belgelere dayanarak^), hiçbir açıklama yapmış olamazsınız. 12 Mart gerçeği bunların çok ötesindedir. "Kimler neden" tasfiye olmuş ve hangi göstermelik gerekçeler bu iş için kullanılmış?

Bunu araştırabiliyor musunuz?!,.

(Uğur Mumcu / Yeni Ortam, 13 Ocak 1975)

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.