Olan biten

Devlet Bahçeli

 1 Ocak 1948'de Osmaniye'nin Bahçe İlçesi'nin Hasanbeyli Köyü'nde doğdu. Salih ve Samiye çiftinin beş çocuğundan biri. Ortaokulu Adana'da Özel Çukurova Koleji'nde, liseyi İstanbul'da Özel Akgün ve Ata Kolejleri'nde okudu. 1968 yılında girdiği Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde sol gruplar etkindi.

Ancak Bahçeli MHP lideri Alparslan Türkeş'in seminerlerini yakından takip etmeye o dönem başladı. Kalan zamanını da Ülkü Ocakları'nda geçiriyordu. Olaylı geçen Talebe Cemiyeti Başkanlığı'nı kazandı. Ülkücüler arasında giderek adından söz ettirmeye başladı.

1970'te Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Sekreteri seçildi. Akademiden 1972 yılında mezun oldu. Ülkücü öğretim üyelerinin yokluğunu farkettiğinden üniversitede kaldı ve asistanlığa başladı. Ülkücü Maliyeci ve İktisatçılar Derneği'ni kurdu ve genel başkanı oldu.

Bahçeli ülkücü caimada hızla yükselmesine rağmen doktora tezini hazırlaması ve kabul ettirmesi 10 yıllık uzun bir zaman aldı. 1982'de Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisü'nde iktisat doktorası verdi. 12 Eylül sonrası Bahçeli için oldukça hareketli geçti.

Türkeş'in gençlik danışmanı Ali Güngör ile oluşturdukları ekip "Akademisyenler Grubu" adını aldı. Mayaş Yayınları'yla çıkardıkları haftalık Hamle ve aylık Töre dergilerinde örgütlenmelerini sürdürdüler.

Parti konuları tartışılırken, Bahçeli Muhafazakar Parti'den uzak durmaya özen gösterdi. MP'nin Milliyetçi Çalışma Partisi olarak adını değiştirilmesi de onun için çok şey ifade etmedi. İstişare toplantıları sırasında görüş ayrılığına düştüğü Muharrem Şemsek MP'ye girmiş ve etkili bir isim olmuştu.

Türkeş 1985 Nisan ayında tahliye oldu. Ancak Bahçeli-Şemsek grupları arasındaki gerginlik 1986 yılının sonlarına doğru, çatışmaya dönüştü. Bahçeli ve Ali Güngör'e ait olar Mayaş Yayınevi'ndeki kitaplar çalındı. Bahçeli yumruklandı. Bu olayların sorumlu olarak da Şemsek grubu sorumlu tutuldu.

Bu arada İktisadi ve İdari Bilimler Politikası Ana Bilim Dalı'nda öğretim üyeliği yapan Bahçeli, 17 Nisan 1987'de "Planlı dönemde Türk Ekonomisindeki Yapı Değişkenliği" tezi ile doktorasını aldı.

Bahçeli, Türkeş'in "MÇP'ye gel" çağrısına olumlu yanıt vererek yardımcı doçent olarak görev yaptığı üniversiteden 13 Mayıs 1987'de istifa ederek Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP)'den siyasete girdi. Türkeş, 19 Nisan 1987'de yapılan MÇP kongresinde Bahçeli en yüksek oy aldı ve genel sekreter oldu. Onu Ali Güngör, Tuğrul Türkeş ve Muharrem Şimşek izledi.

Kongrede en yüksek oyu aldı ve genel sekreter oldu. İlk açıklamasında MÇP'nin görüşünü, "İlim, tefekkür ve iman" olarak özetledi. Ali Güngör ile birlikte partinin en kuvvetli isimleri haline geldiler. Şemsek'e de genel sekreter yardımcılığı görevi verildi. Parti programı yeniden yazıldı. 12 Eylül öncesine de sahip çıkıldı.

Alparslan Türkeş siyaset yasağının kalmasından sonra MÇP'ye döndü. Bahçeli genel sekreterlik görevini sürdürdü ve 1987 ve 1991 seçimlerinde milletvekili adayı oldu, ancak seçilemedi. 29 Aralık 1992'de yapılan ve MÇP'nin MHP'ye dönüştüğü kongrede rakiplerinin ismini silmesi nedeniyle MKYK'ya giremedi.

Türkeş onu Genel Başkan Yardımcı olarak partide tutmaya devam etti. 1994'te yeniden yönetime girdiği partide genel başkan yardımcılığına getirildi. 1995 seçimlerinde Adana'dan üçüncü sırada aday gösterildi, gereken oyu aldı ancak partisi MHP barajın altında kaldı.

Hanedan tartışmaları nedeniyle Genel Merkez'in tavrından hoşnut olmamasına rağmen Türkeş'e hiçbir zaman karşı gelmemişti. Fakat MHP'nin artık değişim rüzgarlarının etkisi altında olduğunun o da farkındaydı.

Alpaslan Türkeş'in 4 Nisan 1997'de ölümünden sonra gerçekleştirilen olağanüstü kongrede Bahçeli isminin ağırlık kazanmasıyla ortam gerginleşti. Sandalyeler havalarda uçuştu, yumruklaşmalar kongrenin ertelenmesi kararını ortaya çıkardı.

 17 Nisan 1997'de yapılan ikinci kongrede Bahçeli, Tuğrul Türkeş'i geride bırakarak MHP Genel Başkanı oldu. 18 Nisan 1999 seçimleri öncesinde Susurluk ve ülkücü mafya konularına girmeyerek puan kazandı. Sandıktan oyların yüzde 18.2'sini alan MHP mecliste ikinci parti olurken, DSP ve ANAP ile birlikte kurulan hükümetin ortağı ve kendisi de Başbakan Yardımcısı oldu.

 Akademinin "Devlet Ağa"sı
Ankara İktisadi ve İdari İlimler Akademisi'nden 1971'de mezun olan Bahçeli, aynı yıl üniversitede şimdi ikisi de profesör olan Kemal Çevik ve Nejat Tenker ile asistanlık yapmaya başladı.

Çevresindekilere sürekli iyilik yapan, memleketten gelenlere asla geri dönüşü olmayacağını bile bile paralar veren Bahçeli, bu davranışları nedeniyle de arkadaşları tarafından "Devlet Ağa" diye anıldı.

Bahçeli'nin mezun olduğu 1970-1971'de çıkarılan öğrenci yıllığında kendisinden şöyle söz edildi: "Herkes tarafından sevilen efendiliği ile tanınan arkadaşımız akademide okuduğu süre boyunca okulunun dertleriyle ilgilenmeyi kendisine gaye edindi ve tam bir akademi şuurunu kendi benliğinde topladı."

"Türk Halk Müziği'nden bilhassa uzun havalardan hoşlanan bu sıcak iklimin çocuğu Türk filmlerini hiç kaçırmamaktadır. Bir müdürlük ideali ile yanıp tutuşan arkadaşımızın idealinin gerçekleşmesini temenni eder, ona ömür boyu mutluluklar dileriz."

1971'de çıkarılan Defter-i Kebir adlı bir başka yıllıkta hangi öğrencinin neyi beklediği muzip bir dille sıralanırken geleceğin MHP Başkanı için, "Devlet Bahçeli: Saç ilacını" deniyordu.

Lokması iyi olan bir yere gidelim
Bahçeli'nin yakın dostu ve ile uzun yıllar birlikte çalıştığı arkadaşı, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde dekanlarından Prof.Dr. Nejat Tenker, Bahçeli ile ilgili bir anısını şöyle anlatıyor:

"Asistanlığa 6 kişi başladık. Birlikte gezdik. Kendisini hiç ceketini iliklememiş kravat takmamış görmedim. En çok bir masada dostlarıyla oturup, domates, peynir, ekmek yemeği sever. Birlikte Ciğer 52'ye, Boğaziçi Lokantası'na giderdik."

"Devlet, 'Lokması iyi bir yere gidelim,' derdi. Yaz tatiline gitmiştik. 01 plakalı Renault 12 arabası vardı. Deniz kenarında o sıcakta bile kravatlı dolaşırdı. Garsonlar da ona göre hizmet verirdi. Sohbeti zevkliydi. Bulunduğu noktaya tesadüf gelen birisi değil."

Bahçeli'nin okuttuğu öğrenciler, 21. dönemde kendisiyle birlikte Meclis çatısı altında yer aldı. Öğrenci-vekiller arasında Mükerrem Levent, Nidai Seven, bürokratlar arasında ise Posta İşletmeleri Genel Müdürü Dursun Dağaşan, TMO Genel Müdürü Mevlüt Karakay var.

CHP'li baba
Koyu bir İsmet İnönü ve CHP hayranı babası Salih Bahçeli'nin ikinci eşi Saniye Hanım'la evliliğinden dünyaya gelen Devlet Bahçeli'nin, Servet, Semiha, Serpil, Duran ve Nurten adlı 4 kardeşi bulunuyor. Dayısının oğlu ve eniştesi Necati Fettahlıoğlu ise Devlet Bahçeli'nin futbolu ve kitap okumayı sevdiğini söylüyor.

Devlet Bahçeli'nin matematik öğretmeni olan ağabeyi Servet Bahçeli, Osmaniye'deki Özel Bahçeli Lisesi'ni 1986 yılında kurdu. 1994 yılından sonra değişik yıllarda Osmaniye'de farklı derecelerde ilk beş sırada vergi rekortmenleri arasında yer aldı. 1997 yılında Osmaniye'de vergi rekortmeni oldu.

Devlet Bahçeli'den 2 yaş büyük olan Servet Bey, 19 Nisan seçimleri sonrası kardeşinin elde ettiği başarılı sonucu anlatırken '19 Nisan günü babamızın 20'nci ölüm yıldönümüydü. Devlet Bey, böyle bir günde seçimlerin sürpriz ismi olarak çıktı. Hüzün ile sevinci aynı anda yaşadık' dedi..

Bahçeli'ye 'hayır" diyen kadın
Bahçeli, ailesinin de isteğiyle akrabası Menşure Algan'la evlenmeyi düşündü. Menşure Hanım, Adana'nın Karacaören köyünde öğretmenlik yapıyordu. Üstelik koyu bir solcuydu ve kendisi ile zıt siyasi görüşteki biriyle evliliğinin gündeme gelmesinin duyulmasını istemiyordu ve kısa sürede cevabını verdi: "İstemiyorum".

Karar fazla sürpriz olmasa da Bahçeli ailesini şaşırttı. Geçen yıllar her ikisini de bekar bıraktı. Menşure Hanım, kendisine teklifi neden reddettiği konusunda, "Akraba evliliği istemedim. Siyasi görüşlerimiz farklıydı. Ben ve ailem radikal solcuyuz. Bahçeli'nin ideoljisi ise biz tam zıddımızdı" diye cevap verirken, hala bekar kalmasını da "Gönlüme göre birini bulamadım" sözleriyle yanıtladı.

Menşure Hanımla evlenemeyen Bahçeli ise bu olaydan sonra kendisini "ülkü"süne adadı. "Ben artık ülke denilen nazlı gelinle evliyim" diyordu.

Rahşan Hanım'la kriz!
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in af konusunu gündeme getirdiği günlerde kaolisyonda ciddi sorunlar yaşandı. Rahşan Hanım'ın, "Koalisyonu bozma pahasına Haluk Kırcı'nın affına karşı çıkacağı restine, MHP lideri, "Milliyetçiler koltuk meraklısı değil. Ülke ve inanç sevdalılarıdır. MHP için iyi suçlu, kötü suçlu yoktur" diyerek cevap verdi.

Bu arada affedilmesi için MHP'ye mektup yazdığı belirtilen Haluk Kırcı için partililerini uyaran Bahçeli, "Bu kişiyle ilişkilerinizi hemen kesin. Yoksa ülkücü camiaya zarar verirsiniz" diyerek uyarıda bulundu.

Merve Kavakçı ile gündeme gelen türban krizine 1999 Mayıs ayında yapılan MHP 1.Eğitim Semineri'nde değinen Bahçeli, partisinin Antalya Milletvekili Nesrin Ünal'ın, Meclis'in açılışında başını açmaması halinde, "milletvekilliğinden istifasını isteyebileceğini, gerekirse genel başkanlık yetkisini kullanarak MHP'den de istifasının istenilebileceğini" söyleyerek bu konudaki fikrini açıkca beyan etti.

Abdullah Öcalan'ın idamı konusunda son derece hassas olan parti tabanını rahatlatan sözlerinde ise Bahçeli, "Zirveden çıkan karar metni birkaç kez geldi gitti. Biz olmasaydık, karar çok farklı çıkardı. Karar infaz edilecek, sadece erteleme söz konusu" ifadelerini kullandı.

Ülkücü terzi, sade stil...
Bahçeli, takım elbiselerini , MHP Mamak İlçe Teşkilatı üyesi olan ve "Ülkücü Terzi" olarak bilinen Mustafa Tufan Yavaş'a diktiriyor. Ayakkabıda marka seçmeyen Bahçeli, klasik tip olanları tercih ediyor.

Titizliği ile tanınan Bahçeli, az gülüyor. Öyle ki bu konuda ağabeyi Servet Bey'den uyarı alıyor: "Biraz gülümse." Kazancını arsaya yatırıyor. Yıllardır Nacar marka saatinden vazgeçmeyen Bahçeli, MHP rozeti dışında yüzük, künye gibi hiçbir takı kullanmıyor. Acılı Adana'dan en sevdiği yemek.

Yanında sigara içilmez...
Koyu bir çay ve kahve tiryakisi olan Bahçeli Tekel 2000 içiyor. Her hafta pazartesi günleri saat 18.00'de partisinin Başkanlık Divanı'nı toplayan ve günde 2 pakete yakın sigara içen Bahçeli, Başkanlık Divanı toplantısında sigara içilmesine izin vermiyor.

Zaten ikili görüşmelerde de partililer "büyüğün yanında sigara içilmez" prensibinden hareket ederek genel başkanlarının yanında sigara içmiyorlar. Tıpkı Bahçeli'nin ağabeyi Duran Bahçeli'nin yanında sigara içmemesi gibi. Divan toplantıları bu nedenle çoğunlukla bir saati geçmiyor.

Ayda bir toplanan MYK üyeleri de sigara yasağından nasiplerini alıyorlar. Bakanlar Kurulu'nda tartışma ortamı doğmaması için kendisi ve MHP'li bakanları fazla konuşturmayan Bahçeli, divan ve MYK toplantılarında da çoğunlukla bu tarzı izliyor.

Ortamın gerginleşmesi durumunda Bahçeli, konuyu geri çekerek, teke tek yaptığı görüşmelerle sorunu çözmeye çalışıyor.

9 rakamının uğuru
Bahçeli 9'un uğruna inanıyor. Araç plakasında 9 ve isminin baş harfleri olmasına dikkat ediyor. Kredi kartı kullanmıyor. Uçak korkusu olan Bahçeli, çok uzak olmayan gezileri için karayolunu tercih ediyor.

Fazla masraf olmasının önüne geçmek için sadece özel kalem müdürü ve koruma müdürüyle birlikte yolculuk yapıyor. Genel Merkez'de de Başbakanlık'ta da özel suyu ve bardağı bulunuyor. Suyunu kendi parasıyla alıyor.

Zaten temsil giderleri dışındaki harcamalarını kendi cebinden ödemeye özen gösteriyor. Titizliğiyle tanınan Bahçeli'nin kolonya tüketimi de oldukça fazla.

Röportaja özel izin
Bahçeli'nin liderler zirvesiyle Bakanlar Kurulu'na sunacağı raporları ve konuşmaları aralarında bürokrat ve öğretim üyelerinin bulunduğu "danışmanlar grubu" hazırlıyor.

Milletvekilleri ve bakanların çoğu televizyona çıkmak, röportaj yapmak için Bahçeli'nin önceden iznini almak durumunda kalıyor. Bahçeli, milletvekillerine sık sık, siyasette acemi olduklarını hatırlatarak, "Milletvekilliği kimliğinin saygınlığını küçük düşürücü haberlerden uzak durun" uyarısı yapıyor.

Gece evine gittikten sonra vaktini kitap okumaya ayıran Bahçeli, zamanını faks ve mektuplarına ayırıyor. Bahçeli, isimli ve imzalı mektuplara tek tek yanıt veriyor.

Sır küpü
Kapalı toplantılarda yapılan konuşmaların kamuoyuna sızmasından oldukça tedirgin olan Bahçeli, bu tür toplantılarda tartışma zemini yaratmamaya özen göstererek, "sırdaş usulü" çalışma yapıyor.

Grup ve divan toplantılarında çok gizli sırları vermiyor, görüşlerini açıklamıyor, kamuoyuna yansımasını istediği mesajları söylemekle yetiniyor. Buna karşılık daha çok görüş alıyor, temkinli davranıyor.

Hassas konuların basına sızması halinde "haber kaynağı" araştırmasına giren Bahçeli, "Arkadaşlar, bu haberler nasıl sızıyor?" diye sık sık soruyor.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.