Olan biten

THY

İŞLER KARIŞIYOR...
Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı, acaba Lockheed uçak şirketinden
rüşvet alanların adlarını yolladı mı, yollamadı mı? Başbakan Demirel, böyle bir
listenin yollanmadığını söylemiştir. Demırel'in bu açıklaması, yeni kuşkular
doğurmuştur.
Lockheed uçak şirketinin, içinde Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelere rüşvet
dağıttığı, Amerikan Kongresinde açıklandı.
Bu tarihten sonra, Hollanda, italya ve Japonya'da, rüşvet alanların adları
belirlendi. Fakat nedense, Türkiye'de rüşvet alanlar bir türlü açıklanmadı, bu
gidişle, pek açıklanacağa da benzememektedir.
Manevi şahsiyetler rüşvet almaz. Bu rüşvet, Türkiye'de, yaşayan bazı kişilerce
alınmıştır. Öyleyse, bu rüşvetçilerin adları neden açıklanmıyor? Japonya'da,
Hollanda'da, italya'da, Lockheed şirketinden rüşvet alanlar belirleniyor da
Türkiye'de aynı şirketten rüşvet alanlar neden açıklanmıyor?..
Uçak alım satımı, dünyanın en kârlı işlerinden biridir. Büyük şirketler, uçak
satmak istedikleri ülkelerde amansız savaşlara girmektedirler. Türkiye, bu
savaşın alanlarından biridir. "Lockheed", "Boeing", "Douglas" ve "Mirage" uçak
şirketleri, Türkiye'ye uçak satmak için, birbirleriyle ses hızını aşarak
savaşmışlardır. Bu şirketlerin politikacıları vardır, bakanları, milletvekilleri
vardır, emekli albayları ve generalleri vardır, gazete sahiplerinden
temsilcileri vardır. Kolay değil, milyonlar dönüyor bu
işte...
Lockheed uçak şirketi, geçen yıl, Douglas şirketince yapılan "Tristar" adlı uçak
satımı için Türk Hava Yolları yönetim kuruluna başvurdu. Fakat bu başvurma
yöntemi, biraz şaşırtıcıydı. Şirket, bütün yönetim kurulu üyelerine, "kişiye
özel" mektuplarla başvurarak "Tristar" uçağının satın alınmasını istiyordu.
THY yönetim kurulu, iktidar partilerinin "güçleri oranında" temsil edildikleri
bir "milli" kuruluştur. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zeren'dir. Zeren AP'lidir.
Nihat Kürşat, Kurulun öteki AP'Iİ üyesidir. Mithat Perin üçüncü AP'Iİ üyedir.
Yönetim kurulunda Milli Selamet Partisini Recai Kutan, Cumhuriyetçi Güven
Partisini de Fehmi Alpaslan temsil etmektedir.
Bu "muhterem zevaf'ın, Lockheed rüşveti ile ilgilen mi var? Hayır. Hiçbir
ilgileri yok. Başka bir konu anlatacağım:
THY yönetim kurulunda bir gün kavga çıkar. Yönetim kurulunun iki üyesi Mithat
Perin ile Fehmi Alpaslan birbirlerine girerler. Alpaslan, Mithat Perin'e, "Sizin
için Boeing temsilcisi diyorlar" der, Perin bu söze çok sinirlenir. Kavga,
basına da yansır. Perin de Alpaslan'ı, "Douglas" firmasını savunmakla suçlar.
Perin, kendi imzasını taşıyan açıklamasında, özel olarak A-merika'da Boeing ve
Douglas kuruluşlarını gezdiğini açıklar. Bu sırada DC-10 uçaklarının yaz
programı gecikir. Uçakların "mo-
difikasyon" denilen bakımı yapılacaktır. Bir türlü karar verilemez. Yönetim
kurulu üyeleri arasında bu yüzden sert tartışmalar çıkar.
işte bugünlerde hemen hemen aynı aylarda, Lockheed ıı-çak şirketini "kişiye
özel" yollar ve yöntemlerle yaptığı başvuru, yönetim kuruluna gelir. O günlerde
THY denetçisi, Recep Balabaner'dir. Balabaner, Başbakan Demirel'e kişiye özel
Dır mektup yazarak "Yakında Lockheed skandali ile karşılaşacaksınız" der. Der
amma, hiçbir olumlu cevap alamaz.
Balabaner, yazdığı bu mektubu Lockheed rüşvet olayım a-raştıran Millet Meclisi
komisyonuna açıklar.
Olan Balabaner'e olur. THY denetçisi Balabaner'in görev süresi bitince yeni bir
iş verilmez. Fincancı katırları ürkmüştür bir kez.
THY Yönetim Kurulu Üyesi Fehmi Alpaslar, basına yapağı açıklamada, Perin'in,
1966 yılından bu yana uçak alımlarıyla ilgili belgelerin fotokopisini çektiğini
belirtmektedir. Acaba ne yapacaktır Perin bunları?
Şimdi buraya bir nokta koyup temel soruna gelelim. Türkiye'de bütün uçak
şirketlerinin alım satımları, Parlamentoca ele alınmalıdır. Basında, bazı uçak
şirketlerini öven yazılar neden yazılmıştır? Kim yazmış, kimler yazdırmıştır bu
yazıları? 3u şirketler neden, evet neden bazı politikacıları, emekli
generalleri, albayları ve gazete sahiplerini temsilci seçmektedir?
Lockheed ile birlikte, bütün bu konuların araştırılması gerekir. Gerekir ama,
korkarız, bunları araştırırken şu "son bağımsız Müslüman Türk devleti"
yıkılıverir...
(Uğur Mumcu / Cumhuriyet, 27 Ağustos i 976}

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.