Olan biten

Gülbin Akbaş

Kocası Ali Uğur Akbaş ile birlikte olduğu iddiasıyla alışveriş merkezinde kameraların önünde manken Yeliz Yeşilmen'e saldırdı. Yeşilmen aleyhine, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle Üsküdar Adliyesi'nde 50 milyar liralık tazminat davası açtı. Akbaş, zinanın yeniden suç sayılması için de imza kampanyası düzenleyeceğini söyledi.

Organize Suçlar Şubesi tarafından "Çete marifetiyle kocasını öldürtmek istediği" gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra intihara kalkıştı.

Ali Uğur Akbaş'ın tehdit telefonları aldığı ve öldürülme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu gerekçesiyle Beykoz Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı başvuru üzerine Organize Suçlar Şubesi ekipleri Mehmet Kayhan, Ersin Çakır, Turgut Er ve Serdar Ataç'ı yakaladı. Zanlıların sorgusunda Ali Uğur Akbaş'ı öldürmeyi planladıklarını, bunun için eşi Gülbin Akbaş'tan para aldıklarını söyledikleri belirtildi. Soruşturmayı derinleştiren polis Gülbin Akbaş ve kız kardeşi Güner Başer'i de gözaltına aldı. Gülbin Akbaş ve kardeşi sorgularında kimseyi öldürtmek için adam tutmadıklarını, olayın yanlış anlaşıldığını söyledikleri bildirildi. Sorguları tamamlanan 4 kişi Beykoz Cumhuriyet Savcılığına çıkartılırken Güner Başer ile Gülbin Akbaş savcının talimatı üzerine Organize Suçlar Şube Müdürlüğünden serbest bırakıldı.

Magazin basınında Makedon asıllı ve Kadıköy Kız Koleji mezunu olduğuna dair bilgiler yer aldı. Aynı gazetelere  kendisi hakkında şunları söyledi. "Evlenmeden önce özel bir havayolu şirketinde hosteslik yaptım. Ali UğurAkbaş'la 1997 yılında ortak arkadaş vasıtasıyla tanıştık. 'Yıldırım' misali bir aşkı 3 ay yaşadık. Sonrasında 9 yıl cezaevinde kaldığını öğrendim. Ailem ilişkiyi bitirmemi istedi. Soğukluk başladı ve küçük çaplı kavgalar oldu. Ailesi de beni istemiyordu. Ali'yle birlikte göğüs gerdik. Üstelik, hamile kalmıştım. Daha sonra güzel bir düğünle hayatımızı birleştirdik. Asena dünyaya geldi. Ardından da Aleyna.


 Herşey, Ali'nin Adana Havalimanı'nda bir kafeterya almasıyla başladı. Açılışa, Asuman Krause ve Yeliz Yeşilmen de katıldı. Önce sessiz telefonlar, ardından da seyahatler başladı. Cep telefonuna gelen müstehcen mesajlar, yasak ilişki ortaya çıkardı. Kadınlar, erkeğinin başka bir kadına gittiğini hisseder. Ben de hissediyordum. Sonra, "Geçinemiyoruz, ayrılalım" demeye başladı. Direndim, ama sonunda, 'Tamam, ama çocuklarımla bu evde yaşamak istiyorum. Bu evi üzerime yap' dedim. Kabul etmedi. Evi sattı, icralar geldi. Eşyalar kamyonlara yüklendi. O günlerde büyük bir trafik kazası geçirdi. 'Geçmiş olsun' dedim. Kazayı ve kurtuluşunu ilahi bir sonuç olarak görüyordum. Belki döner diye bekledim. Dönmedi.


"Eşimle davalar sonucu 600 milyon liralık tedbir nafakasına hak kazandım. Hiçbir şekilde ödemedi. Beni bulduğu yerde dayak atmaya başladı, raporlarım var. Çocukları hafta sonu alıyor. Herkes, '"Yeşilmen'le ilişki kurduğuna emin misin?' diyor. Eminim. Yavrularımı onun evine götürüyor. Asena, Yeşilmen'i TV'de görünce, 'Bak Yeliz abla' diyor. Kadın, TV'de bana nispet el hareketi ve konuşmalar yapıyor. (Adana'nın mantılı sabah kahvaltısı güzel, Mersin'de tatil yaptım) diyor. Tatil yaptığı ev bizim evimiz. O kadın beni çıldırtıyor. Eşim şov yaptığımı söylüyor. Seyhan Soylu'yla görüştüğüm ve program teklifi aldığım doğru. Fakat, bu görüşmeler, vukuatlardan sonra gelişti. Üstelik güzelim.""

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.