Dünün gastesi
İsim hakkı TIR'ları soyuldu
Beşiktaş ile Fi Yapı arasında imzalanan isim hakkı sözleşmesi beklenmedik bir gelişmeyle mahkemelik oldu. Müteahhitlik şirketi, İnönü Stadı'nın isim hakkını teslim etmeye gelen onlarca TIR'ı, içinden bi' şey çıkmadığı gerekçesiyle geri gönderdi. Gelişmeler üzerine "Nasıl olur? Yolda çalınmış olmalı. İyice bakmışlar mı?" diyen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, şaşkınlığını gizleyemedi.
İncinmedia'ya konuşan Fi Yapı Satınalmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Sanal, "Valla TIR'ların içinden ne çıkacağını biz de merak ediyorduk. O kadar para saydık. insan hiç olmazsa iki karpuz dört kavun koyar." diyerek tepkisini dile getirdi.
İsim hakkı ticaretinde yaşanan bu krizden sonra gözler Türkiye Futbol Federasyonu'na çevrildi. Türkiye Liglerinin isim hakkını Turkcell'den geri alıp sezon başında Spor Toto'ya satan Federasyon'un TIR'larının içinden aslında tomar tomar şike ihbar mektubu çıktığı, sponsor firmanın "isim hakkı herhalde bu" diyerek sözleşme sonunda iade etmek üzere hiç dokunmadan hepsini soğuk hava depolarına kaldırdığı iddia edildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Turkcell yetkilisi ise "Valla bizim dönemimizde TIR neyin gelmediydi. "Nakliyesi size ait, gelin alın" dediler. Bizden de giden, eden olmadı. Bilemiyorum yani..." şeklinde konuştu.
Yaşanan bu gelişmeler üzerine, hayali ihracat suçlamasıyla yargılanan Yahya Murat Demirel, Orhan Aslıtürk, Nurettin Güven gibi isimlerin de "o kadarını biz de sattık" diyerek dosyalarının yeniden görüşülmesi için mahkemelere başvumaya hazırlandığı bildirildi.
------------------------------------------------
Dolandırıcılık sehpası
Savcılığa göre Pepsi'nin "yaşatır seni" vaadi dolandırıcıların tuzağından daha masum değil. Bu gerekçeyle şirketin, kampanyalarını kullanarak ürünün tüketicilerini tuzağa düşüren dolandırıcı çetelerle ilgili şikayet başvuruları işleme konmuyor.
Savcılık, şirketin "yaşatma" vaadinin, bir miktar para veya kontör karşılığında 100 bin TL vaadeden dolandırıcılarınkinden daha gerçekçi olmadığı görüşünnde. Reklam filmlerinde Seda Sayan'ın oynatıldığı, "Pepsi yaşatır seni" sloganıyla yürütülen pazarlama kampanyası, ürünün tüketicilerinden çok dolandırıcı çetelerinin ilgisini çekiyor. Dolandırıcılar, 100 bin TL ödül müjdeleyen bir mesaj göndererek kampanyayı takip edenleri tuzağa düşürmeye çalışıyor. Tuzağa düşenleri ödüllerinin bir miktar para veya kontör karşılığında ödeneceğini söyleyerek kandırıyorlar.
Radikal Gazetesi Yazarı Funda Özkan, laptop'unda kullandığı "connect card"ına gelen "Değerli abonemiz, Seda Sayan’ın Pepsi Yaşatır seni kampanyasından 100 bin TL ödül ikramiyesinde hattınız 1500 hat arasında 100 bin TL kazanmıştır. Bilgi ve işlem merkezi için 0539 648 45 29 Pepsi Danışma Hattı’nı arayınız." şeklindeki mesajla dolandırılmak istendi. Bunun üzerine PepsiCo şirketini arayarak başına gelenleri anlatan Özkan, yardımcı olamayacakları yanıtını aldı.
Her gün onlarca kişiden benzeri şikayet telefonları aldıklarını belirten şirket yetkilisi, bugüne kadar savcılığa yaptıkları suç duyurularının işleme konmadığını söyledi. Yetkili Özkan'a, "Belki mağdur sıfatıyla siz şikayette bulunursanız dikkate alırlar" diyerek öğüt verdi.
Bunun üzerine derhal dolandırıcılık masasına başvuran Özkan, dilekçesine "Ah be güzelim, sen zaten dolandırılmışsın. Pepsi kimi yaşatmış ki seni yaşatsın. Şimdi ne diyim ben saaa!" şeklinde bir cevap aldı.
İncinmedia'nın görüşlerine başvurduğu masa (dolandırıcılık masası yani) yetkilileri asayiş doktrininde köklü yenilikler yapmak üzere olduklarını söyledi. Buna göre mobilyalar baştan ayağa değiştirilerek "masa modeli"nden vazgeçiliyor ve "sehpa" tipi örgütlenmeye gidiliyor.
Yeni doktrine göre ürün kampanyalarında kullanılan sloganlardaki vaatlerin titizlikle takip edileceğini belirten yetkililer, "Bu olayda mesela, şirket tüketicisine "yaşatma" vaadinde bulunuyor. Bir allahın kulu kalkıp "nasıl olacak bu" diye sormayacak mı? Pepsi kansere mi çare buluyor? Pepsi içince AIDS'iniz mi geçiyor? Nedir yani? Bunun, çete dediğiniz adamların yönteminden ne farkı var? Vallahi onların vaadi daha gerçekçi." şeklinde konuştular.
Funda Özkan'ın başına gelenlerin hikayesini okumak için başlığa tıklayın.
Pepsi'nin kampanyasında dolandırılmışların hikayesi için ise buraya tıklayın
----------------------------------
Radikaldı, Haluk Hoca gitti
Radikal Gazatesi'nin yazı işleri patronajında yapılan değişiklikten sonra önceki genel yayın yönetmeni İsmet Berkan'la birlikte bazı köşe yazarlarının işine son verildi. Haluk Şahin, gazetenin yeniden kurulan çatısında yerini kaybedenlerden. Kurulduğu günden beri yazar kadrosu içinde bulunan, 35 yıllık gazeteci. "Partizan gazeteciliğin geri dönüşü" başlığıyla hazırladığı son köşe yazısını "Veda Mevsimi" başlıklı yenisiyle değiştirerek köşesinde yayınladı. Şahin, yazısında "Eyüp Can'ın canı sağolsun" diyor.
Berkan ve Şahin ile birlikte, Namık Kemal Zeybek, Nur Çintay A., köşelerinde veda yazısı yayınlayan öteki yazarlar.
Hoca'nın son köşe yazısını okumak için başlığa tıklayın
Beşiktaş ile Fi Yapı arasında imzalanan isim hakkı sözleşmesi beklenmedik bir gelişmeyle mahkemelik oldu. Müteahhitlik şirketi, İnönü Stadı'nın isim hakkını teslim etmeye gelen onlarca TIR'ı, içinden bi' şey çıkmadığı gerekçesiyle geri gönderdi. Gelişmeler üzerine "Nasıl olur? Yolda çalınmış olmalı. İyice bakmışlar mı?" diyen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, şaşkınlığını gizleyemedi.
İncinmedia'ya konuşan Fi Yapı Satınalmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Sanal, "Valla TIR'ların içinden ne çıkacağını biz de merak ediyorduk. O kadar para saydık. insan hiç olmazsa iki karpuz dört kavun koyar." diyerek tepkisini dile getirdi.
İsim hakkı ticaretinde yaşanan bu krizden sonra gözler Türkiye Futbol Federasyonu'na çevrildi. Türkiye Liglerinin isim hakkını Turkcell'den geri alıp sezon başında Spor Toto'ya satan Federasyon'un TIR'larının içinden aslında tomar tomar şike ihbar mektubu çıktığı, sponsor firmanın "isim hakkı herhalde bu" diyerek sözleşme sonunda iade etmek üzere hiç dokunmadan hepsini soğuk hava depolarına kaldırdığı iddia edildi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Turkcell yetkilisi ise "Valla bizim dönemimizde TIR neyin gelmediydi. "Nakliyesi size ait, gelin alın" dediler. Bizden de giden, eden olmadı. Bilemiyorum yani..." şeklinde konuştu.
Yaşanan bu gelişmeler üzerine, hayali ihracat suçlamasıyla yargılanan Yahya Murat Demirel, Orhan Aslıtürk, Nurettin Güven gibi isimlerin de "o kadarını biz de sattık" diyerek dosyalarının yeniden görüşülmesi için mahkemelere başvumaya hazırlandığı bildirildi.
------------------------------------------------
Dolandırıcılık sehpası
Savcılığa göre Pepsi'nin "yaşatır seni" vaadi dolandırıcıların tuzağından daha masum değil. Bu gerekçeyle şirketin, kampanyalarını kullanarak ürünün tüketicilerini tuzağa düşüren dolandırıcı çetelerle ilgili şikayet başvuruları işleme konmuyor.
Savcılık, şirketin "yaşatma" vaadinin, bir miktar para veya kontör karşılığında 100 bin TL vaadeden dolandırıcılarınkinden daha gerçekçi olmadığı görüşünnde. Reklam filmlerinde Seda Sayan'ın oynatıldığı, "Pepsi yaşatır seni" sloganıyla yürütülen pazarlama kampanyası, ürünün tüketicilerinden çok dolandırıcı çetelerinin ilgisini çekiyor. Dolandırıcılar, 100 bin TL ödül müjdeleyen bir mesaj göndererek kampanyayı takip edenleri tuzağa düşürmeye çalışıyor. Tuzağa düşenleri ödüllerinin bir miktar para veya kontör karşılığında ödeneceğini söyleyerek kandırıyorlar.
Radikal Gazetesi Yazarı Funda Özkan, laptop'unda kullandığı "connect card"ına gelen "Değerli abonemiz, Seda Sayan’ın Pepsi Yaşatır seni kampanyasından 100 bin TL ödül ikramiyesinde hattınız 1500 hat arasında 100 bin TL kazanmıştır. Bilgi ve işlem merkezi için 0539 648 45 29 Pepsi Danışma Hattı’nı arayınız." şeklindeki mesajla dolandırılmak istendi. Bunun üzerine PepsiCo şirketini arayarak başına gelenleri anlatan Özkan, yardımcı olamayacakları yanıtını aldı.
Her gün onlarca kişiden benzeri şikayet telefonları aldıklarını belirten şirket yetkilisi, bugüne kadar savcılığa yaptıkları suç duyurularının işleme konmadığını söyledi. Yetkili Özkan'a, "Belki mağdur sıfatıyla siz şikayette bulunursanız dikkate alırlar" diyerek öğüt verdi.
Bunun üzerine derhal dolandırıcılık masasına başvuran Özkan, dilekçesine "Ah be güzelim, sen zaten dolandırılmışsın. Pepsi kimi yaşatmış ki seni yaşatsın. Şimdi ne diyim ben saaa!" şeklinde bir cevap aldı.
İncinmedia'nın görüşlerine başvurduğu masa (dolandırıcılık masası yani) yetkilileri asayiş doktrininde köklü yenilikler yapmak üzere olduklarını söyledi. Buna göre mobilyalar baştan ayağa değiştirilerek "masa modeli"nden vazgeçiliyor ve "sehpa" tipi örgütlenmeye gidiliyor.
Yeni doktrine göre ürün kampanyalarında kullanılan sloganlardaki vaatlerin titizlikle takip edileceğini belirten yetkililer, "Bu olayda mesela, şirket tüketicisine "yaşatma" vaadinde bulunuyor. Bir allahın kulu kalkıp "nasıl olacak bu" diye sormayacak mı? Pepsi kansere mi çare buluyor? Pepsi içince AIDS'iniz mi geçiyor? Nedir yani? Bunun, çete dediğiniz adamların yönteminden ne farkı var? Vallahi onların vaadi daha gerçekçi." şeklinde konuştular.
Funda Özkan'ın başına gelenlerin hikayesini okumak için başlığa tıklayın.
Pepsi'nin kampanyasında dolandırılmışların hikayesi için ise buraya tıklayın
----------------------------------
Radikaldı, Haluk Hoca gitti
Radikal Gazatesi'nin yazı işleri patronajında yapılan değişiklikten sonra önceki genel yayın yönetmeni İsmet Berkan'la birlikte bazı köşe yazarlarının işine son verildi. Haluk Şahin, gazetenin yeniden kurulan çatısında yerini kaybedenlerden. Kurulduğu günden beri yazar kadrosu içinde bulunan, 35 yıllık gazeteci. "Partizan gazeteciliğin geri dönüşü" başlığıyla hazırladığı son köşe yazısını "Veda Mevsimi" başlıklı yenisiyle değiştirerek köşesinde yayınladı. Şahin, yazısında "Eyüp Can'ın canı sağolsun" diyor.
Berkan ve Şahin ile birlikte, Namık Kemal Zeybek, Nur Çintay A., köşelerinde veda yazısı yayınlayan öteki yazarlar.
Hoca'nın son köşe yazısını okumak için başlığa tıklayın
Hiç yorum yok: