Mim
Sorusu sorulmamış cevaplar
*Her ikisi birden ve aynı derecelerde aciliyet atfetmiyor olabilir -olmayabilir de- ama birbirleriyle görüşme ihtiyacı duydukları kesin olduğu halde Deniz Baykal ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna fırsat, zaman ve/veya zemin bulamadıkları anlaşılıyor.
.jpg)
*Meclis'te gerçekleşen görüşmenin ardından sergiledikleri ketumluk, asgari şüpheciliği elden bırakmayanlar için tuhaf durmaktadır. ihtimal görüşmeyi kimsenin haberdar olmayacağı şekilde gizli bir mekanda yapmayı tercih ederlerdi. Bunun mümkün olamadığı, mecburen ve son çare olarak bu yolun seçildiği izlenimi doğuyor. İkilinin (ya da sadece Baykal'ın) Mehmet Dadak için düzenlenen cenaze merasimindeki sayılı dakikaları, çok kritik olduğu her halinden belli bir kaç cümle için fırsat sayması, bu izlenimi daha da güçlendiriyor. Sanki aranırsa, geleneksel parti içi rekabetten öte konuların mesele edildiğini düşünmek için nedenler bulunabilecek.
*Görüşmenin Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine yapıldığını açıklamak, görüşme konularından birini oluşturmuş ve özel bir uzlaşma sonucu kararlaştırılmış gibi. Baykal ile Kılıçdaroğlu'nun gizlice kotaramadıkları için riske girerek alenen yaptıkları görüşmeyi tetikleyecek bir neden arıyorsak, Hanefi Avcı meselesi en azından ihtimallerden biri olmak değerindedir.
*Deniz Baykal, Genel Başkanlıktan istifa ederken yaptığı konuşmada, beklenmedik bir şekilde, hatta sorulmamış bir soruyu cevaplandırır gibi Pensilvanya'dan aldığı destek mesajının samimiyetine inandığını söylemişti. Tuhaf saymak için hangi dozda paranoya gerekir bilemem ama daha önce gözden kaçmışsa bile şimdiki zaman, bu ayrıntıyı not etmenin zamanıdır. Zira, Avcı da kitap yayınlayarak başlattığı huruç harekatını, eskiden bağlısı bulunduğu Pensilvanya merkezli cemaate karşı konumlandırıyor.
*Deniz Baykal, video kayıtlarının yayınlanması sonucunda istifa etti. Hanefi Avcı'nın telefonları dinlendi ve Devrimci Karargah'la ilişkili olduğu şüphesiyle gözaltına alındı. Önder Sav, telefonlarının illegal yollardan dinlendiği haberlere konu olmuş CHP içindeki ilk kişiydi. Sav, parti içinde tasfiyeye uğrayan kanadın gözünde Baykal'ı bitiren operasyonu bizzat planlamış ve yönetmiş kişidir. Sav ile Baykal arasındaki kopuş tereddüte yer bıkarmayacak denli keskindir.
*"Pensilvanya'dan gelen mesajın samimiyetine inanıyorum" cümlesini kurmak için bir araya getirilen kelimelerin, Mesut Yılmaz'la birlikte, bugün artık tamamı tasfiyeye uğramış retorik ustası siyasetçiler döneminin son temsilcisi olan Deniz Baykal tarafından özenle tercih edildiği kuşkusuz. Onun sözlerini kastın dışında yorumlamak her zaman zor olmuştur ama bu kez zorluk örtük kastı ortaya çıkarmakta. Baykal, talep üzerine yapılmış bir düzeltme gibi anlaşılabilecek bu sözleri, sorulmamış bir soruya cevap olarak telaffuz etmişti.
*Başbakan, referandum zaferinden sonra desteğinden ötürü Pensilvanya'ya teşekkür etti. Bu, üçüncü taraflara ait kulaklara, öteden beri örtülü bir sempati beyanı dairesinde kullanılan ifadelerden daha açık bir dilin sözcükleriymiş gibi geldi.
*Her ikisi birden ve aynı derecelerde aciliyet atfetmiyor olabilir -olmayabilir de- ama birbirleriyle görüşme ihtiyacı duydukları kesin olduğu halde Deniz Baykal ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun buna fırsat, zaman ve/veya zemin bulamadıkları anlaşılıyor.
*Meclis'te gerçekleşen görüşmenin ardından sergiledikleri ketumluk, asgari şüpheciliği elden bırakmayanlar için tuhaf durmaktadır. ihtimal görüşmeyi kimsenin haberdar olmayacağı şekilde gizli bir mekanda yapmayı tercih ederlerdi. Bunun mümkün olamadığı, mecburen ve son çare olarak bu yolun seçildiği izlenimi doğuyor. İkilinin (ya da sadece Baykal'ın) Mehmet Dadak için düzenlenen cenaze merasimindeki sayılı dakikaları, çok kritik olduğu her halinden belli bir kaç cümle için fırsat sayması, bu izlenimi daha da güçlendiriyor. Sanki aranırsa, geleneksel parti içi rekabetten öte konuların mesele edildiğini düşünmek için nedenler bulunabilecek.
*Görüşmenin Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine yapıldığını açıklamak, görüşme konularından birini oluşturmuş ve özel bir uzlaşma sonucu kararlaştırılmış gibi. Baykal ile Kılıçdaroğlu'nun gizlice kotaramadıkları için riske girerek alenen yaptıkları görüşmeyi tetikleyecek bir neden arıyorsak, Hanefi Avcı meselesi en azından ihtimallerden biri olmak değerindedir.
*Deniz Baykal, Genel Başkanlıktan istifa ederken yaptığı konuşmada, beklenmedik bir şekilde, hatta sorulmamış bir soruyu cevaplandırır gibi Pensilvanya'dan aldığı destek mesajının samimiyetine inandığını söylemişti. Tuhaf saymak için hangi dozda paranoya gerekir bilemem ama daha önce gözden kaçmışsa bile şimdiki zaman, bu ayrıntıyı not etmenin zamanıdır. Zira, Avcı da kitap yayınlayarak başlattığı huruç harekatını, eskiden bağlısı bulunduğu Pensilvanya merkezli cemaate karşı konumlandırıyor.
*Deniz Baykal, video kayıtlarının yayınlanması sonucunda istifa etti. Hanefi Avcı'nın telefonları dinlendi ve Devrimci Karargah'la ilişkili olduğu şüphesiyle gözaltına alındı. Önder Sav, telefonlarının illegal yollardan dinlendiği haberlere konu olmuş CHP içindeki ilk kişiydi. Sav, parti içinde tasfiyeye uğrayan kanadın gözünde Baykal'ı bitiren operasyonu bizzat planlamış ve yönetmiş kişidir. Sav ile Baykal arasındaki kopuş tereddüte yer bıkarmayacak denli keskindir.
*"Pensilvanya'dan gelen mesajın samimiyetine inanıyorum" cümlesini kurmak için bir araya getirilen kelimelerin, Mesut Yılmaz'la birlikte, bugün artık tamamı tasfiyeye uğramış retorik ustası siyasetçiler döneminin son temsilcisi olan Deniz Baykal tarafından özenle tercih edildiği kuşkusuz. Onun sözlerini kastın dışında yorumlamak her zaman zor olmuştur ama bu kez zorluk örtük kastı ortaya çıkarmakta. Baykal, talep üzerine yapılmış bir düzeltme gibi anlaşılabilecek bu sözleri, sorulmamış bir soruya cevap olarak telaffuz etmişti.
*Başbakan, referandum zaferinden sonra desteğinden ötürü Pensilvanya'ya teşekkür etti. Bu, üçüncü taraflara ait kulaklara, öteden beri örtülü bir sempati beyanı dairesinde kullanılan ifadelerden daha açık bir dilin sözcükleriymiş gibi geldi.
.jpg)
Hiç yorum yok: