Olan biten

Sünnî müslümanlıkta insan eti...

Bugünlerde, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Diyanet İşleri Başkanı'nı da yanına almış, olmadık yerlerde karşıma çıkı çıkıveren bir afişten sarkarak, sarkastik tavırlarla benden para dileniyor. Somali'deki açlara verecekmişler. Tıkış tıkış otobüs... Herkesin ortasında "vermiyorum" desen bi türlü. "Allah versin" demek de olmaz. N'apcan? Biz böyle çiroz istifi halinde bir kafile, cüzdanlarımızı konsolide etsek, ortak bir havuzda toplasak, bu sefer adamın garsona verdiği bahşiş kadar bir meblağı zor denkleştiririz. Onun mahcubiyeti bi ayrı. Hadi ondan da geçtim, ulan madem aç insanlar için, bari aç biri istesin be. Damızlık aygırdan besili görünüyorsunuz ikiniz de. Ağızlarınız, yağlı pilav yimiş de yeni sofradan kalkmışlarınki gibi pırıldanıyor yav.

Neyse, vermişim de. Vermişiz yani. Verilmiş hülasa...

Süreyya Evren'in Birgün'deki, Bülent Kale'nin Bianet'teki yazılarını görene kadar, bu afişle Ege Cansen'in fi tarihinde yazdığı bir yazının alakası olabileceği aklımın ucundan geçmedi. Vakti zamanında buraya yazmışım halbuki. Lakin, Türkiye'de et darboğazının yaşandığı geçen yıl bu vakitler, canlı hayvan yerine düpedüz "canlı insan" ithal etmenin ekonomik rasyonelini göstererek hükümete tavsiye öğüten bu yazının, gelecek vaadeden bir mizah denemesi olmaktan başka bir mana ve ehemmiyete isabet edeceğine hayatta ihtimal vermezdim.

Meğer, başbakandan sirayet ederek bütün sanayici ve işadamlarını bir anda iptilasına esir eden bu Somali muhipliği, düpedüz canlı insan eti ithalatı meselesiyle alakalıymış. Afişlerde Diyanet İşleri Başkanının fetva vermeye ramak kala bir pozisyonda görünüyor olması, inşallah kurbanda insan etinin helal olduğuyla ilgili bir çalışma yürütüldüğü anlamına gelmiyordur. TOBB Başkanı'nın dişlerinin arasında kürdanla cebelleştiği de, inşallah sadece dana pirzola kalıntısıdır.

Hayır, tuhaf değil mi; İsviçre'deki 8 ayrı banka hesabı Wikileaks tarafından faşedilen başbakan, mevzu Somali olunca zenginlere öyle saydırıyor ki, geçelim Bülent Arınç'ı ben bile hıçkırıklara boğuluyorum. Vallahi cebimdeki kuruşluklarla suçüstü yakalanmış gibi hissettim.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.