Olan biten

Kandil ve fitil meseleleri


Pervin Buldan ve İdris Baluken'den oluşan HDP heyeti, Abdullah Öcalan'la İmralı'da gerçekleştirilen görüşmeden bir ay sonra Kandil'e gitti. Görüşmede KCK adına Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Zaxo, Ali Haydar, ve Rewar bulundu. Görüşmede çözüm sürecine dair gelişmelerle yerel seçim sonuçlarının ele alındı. Pervin Buldan'ın 26 Nisan 2014 tarihinde yapılan görüşme sırasında Abdullah Öcalan'a aktardığına göre, Kandil seçim sonuçlarından tatmin olmadı ve elde edilen sınırlı başarıyı hareketin çabalarına bağlıyor.

BDP'nin Küdistan'da aldığı yerel seçim sonuçları, Kandil, HDP ve İmralı üçgeninde değişik değerlendirmelere konu edildi. İdris Baluken, Kurtlaan, Tatvan gibi yerlerdeki yanlış aday tercihlerinin sonuçta etkili olduğu üzerinde görüş birliği oluştuğunu söyledi. Halkın gözünde yıpranmış adaylarla seçime girilmesinin yaşanan kayıpta etkisi olduğunu belirtti. Öcalan'ın adayların belirlenmesinde kimin etkili olduğunu sorması üzerine Baluken, tekliflerin Kandil'de oluşturulan seçim komisyonundan çıktığını söyledi. Sırrı Süreyya Önder, adayların Kandil tarafından belirlendiğini söylerken, Pervin Buldan da, Parti Meclisi'nin ya da MKYK'nın aday belirlemede bir rolü olmadığını söyledi. Öcalan'ın "Böyle şey olur mu? Siz niye müdahale etmediniz? Devrimci cesaretiniz mi yok? Beni niye uyarmadınız?" diyerek tepki göstermesi üzerine Önder, "Başkanım, yaşanan sıkıntıları size iletmiştik. Siz de Seçim Komisyonuna yönelik ağır eleştirilerde bulunmuştunuz" diye karşılık verdi.

İmralı'daki görüşmede şu konuşmalar cereyan etti:

A. Öcalan: Ona rağmen mi dikkate almadılar?

İ. Baluken: Başkanım, arkadaşlara durumu bizler de iletmiştik. Onlar da gerekli tedbirleri alacaklarını söylemişlerdi. Ancak Seçim Komisyonu buna rağmen BDP, DTK eşbaşkanlarıyla, Parti Meclisi ve MKYK ile birlikte bu süreci ortaklaştırarak yönetmedi.

A. Öcalan: Kimdir bu seçim komisyonundakiler? İsim verin bana.

Heyet: (Sessiz kaldı.)

A. Öcalan: Korkmayın, bir tek isim istiyorum.

Heyet: (Yine sessiz kaldı.)

A. Öcalan: Kim yaptı bu işleri? Sorumlusu kimdir? Bütün sorumlusu Kandil'dir. Kandil'e deyin ki, kim yaptıysa bu işleri onun gözünü oyacağım. Kandil karışmayacak bu işlere! Kandil yazılarında bana çok bağlı gibi görünüyor ama pratikte öyle davranmıyor. Bu böyle olmaz! Ne BDP, ne de HDP adına bu yapılamaz. Ders çıkaracak ve çok şiddetli özeleştiri verecekler. Ben devlete de söylüyorum, benimle iş yapacaksanız, benimle ciddi konuşacaksınız diyorum. Sizin de daha cesur olmanız lazım. Ben size benim adıma müdahale edin demiştim. Benim yetkilerimi kullanmalısınız demiştim. Selahattin'e de bunları söylemiştim. Selahattin de buradan gittikten sonra 24 saat bile geçmeden dayatılanlara boyun eğiyor. (Pervin ve İdris'e dönerek) Kandil'in bana karşı bir tavır alma durumu olabilir mi? Gözlemleriniz nelerdir?

Pervin Buldan ve İ. Baluken: Böyle bir durum yoktur, aksine hepsi size çok bağlılar, biz bunu gözlemledik.

Selahattin Demirtaş da, aynı görüşmede Pervin Buldan tarafından Öcalan'a iletilmek üzere gönderdiği notta, Kandil'e yönelik şikayet biçiminde anlaşılacak bir takım sözler sarfediyor. Demirtaş notta şunları yazıyor:

"Demokratik siyasetin gelişmesi ve güçlenmesi için sizin desteğinize ihtiyaç vardır. Bütün sahaların iç içe geçmiş olması demokratik siyaseti yönetilemez hale getiriyor. Bu haliyle siyaseti büyütmek imkansızdır. HDP'nin büyümesi de kendi ayaklarının üzerinde durabilmesine ve alanlar arasındaki müdahalenin en aza inmesine bağlıdır Alanlar arasında sadece iyi bir koordineye ihtiyaç vardır, müdahaleye değil. Ben kendim de inşa çalışmalarında aktif olarak çaba sarfedeceğim. BDP'nin 8 Haziran'da, HDP'nin 22 Haziran'da kongrelerini yapmayı planlıyoruz. Her iki kongre sürecine dair öneri ve perspektif sunmanızı diliyoruz."

Görüşme sırasında İdris Baluken de, BDP Meclis Grubu'nda seçim döneminde devre dışı bırakılmaktan yakınan konuşmalar yapıldığını söyledi.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.