Abuzer Uğurlu
1974 yılında af yasası ile bir kısım suçları affedilen 1979 yılında kaçakçı Ibrahim Telemen'in ihbarları ile tutuklanıp serbest bırakılan 12 Eylül 1980 tarihinden sonra çok sayıda kaçakçılık olayı ile ilgili görülüp tutuklanan kaçakçı. Pötürge 1942 doğumlu. (U. Mumcu, Papa, Agca Mafya)
1966-1973 yılları arasında Türkiye'ye 27 milyon adet mermi ve 70 bin civarında silah sokulması ile ilgili olarak yargılandı ama delil yetersizliğinden beraat etti [Uğur Mumcu, Silah Kaçakçılığı ve Terör, s.70-77].
Uğurlu'nun ismi 1979 yılında şüpheli bir intihar ile ölen kaçakçı İbrahim Telemen'in iddialarında geçiyordu. Milliyet gazetesi başyazarı Abdi İpekçi öldürülmeden önce kaçakçılık konuları ile ilgili yazılar yazıyor ve Uğurlu'dan bahsediyordu.
Kahve kaçakçılığı suçuyla arandığında Bulgaristan'a kaçtı. 1979'da İbrahim Telemen'in ihbarı ile tutuklandı. Serbest bırakıldı. 1974-79 yılları arasında MİT tarafından "Yıldırım" takma adıyla kullanıldı. Bu dönemde İnterpol tarafından Süleyman Necati Topuz ve Uğurcan Elmas'la birlikte 1450 kilo uyuşturucu madde kaçakçılığı yapmak suçuyla aranıyordu. Bu sırada Telemen'in ihbarı üzerine yakalandığı ve kaçakçılık yaptığını açıkça söylediği halde serbest bırakıldı. İbrahim Telemen Mumcu'ya yazdığı mektupta Uğurlu, Bulgar Kintex şirketinden sağlandığı kaçak sigara ve elektronik eşyayı Alman Vörn taşımacılık şirketiyle Türkiye'ye getirilmesi işini organize ediyor ve Atilla kod adını kullanıyordu. Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı'ya rüşvet vererek sınır kapılarına istediği müdürün atanmasını sağladı. Sofya'daki işlerini Selahattin Güvensoy, Fikri Kocakerim ve Faruk Mahmutoğlu aracılığıyla yürütüyordu.
Elektronik kaçakçılığını Selami ve Bekir Gültaş'a ait Vardar Export şirketiyle yürütüyordu. Mehmet Ali Ağca'ya Sofya'da Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nden düzenlenen sahte pasaportu da bu şirkette çalışan Ömer Mersan verdi. Tuncay Mataracı'ya rüşvet vermekten tekrar tutuklandı ve serbest bırakıldı.
1984'teki babalar operasyonunda da tutuklandı, 4 Ocak 1988'te tahliye edildi. Kaçak olarak yurda sokulurken yakalanan ve Haydarpaşa Gümrüğü'nde bulunan ve dönemin parasıyla 1.7 milyar lira değerindeki bakır teli, ihaledeki rakiplerini korkutarak Mümtaz Çolak adına, 550 milyon liraya aldığı ileri sürüldü. (Hürriyet 28.08.1988) İstanbul DGM tarafından 10 Aralık 1988'de Hollanda'da 99 kilo eroinle yakalanan 12 Türk ile ilişkili olarak, eroin kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
Abuzer Uğurlu için 10 Temmuz 1991'de yine İstanbul DGM tarafından 36 yıl hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul polisi tarafından 60 milyon mark değerindeki Zirkonyum'u İran ve Irak'lı ajanlara satmaya kalkıştığının tespit edildiği, olaya Bulgarların Türkiye'ye yönelik silah kaçakçılığında önemli bir payı bulunan Kintex şirketinin de karıştığı ileri sürüldü. (Gazete Pazar, 05.10.1997 / Susurluk Tutanakları / Papa, Mafya, Ağca / Reis)
1978 yılında hükümeti kuran CHP'nin MHP'li Gün Sazak'ın yerine Gümrük ve Tekel Bakanı yaptığı Tuncay Mataracı'nın, Uğurlu'dan rüşvet aldığı ve Onun istediği kişileri Gümrük Müdürü yaptığı 12 Eylül sonrası ortaya çıktı [F. Ünlü, Susurluk Gümrüğü, s.77].
İlk kez casusluk şüphesiyle gözaltına alınan jakobi adıyla tanınan M. Akil Çubukçı'nın verdiği ayrıntılı ifade üzerine 18 Eylül 1973'te İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından açılan soruşturmada Hüseyin Uğurlu, Mustafa Sabri Uğurlu, Akil Çubukçı, Zihni İpek, Hacı Mirza, Süleyman Abdullahoğlu, Süleyman Şevket Yavuz, Sefer Bezal, Mustafa Mirza, Ali Bezat, Mehmet Cantaş, Nusret Demir, Fahri Bank, Ömer Mirza, Nail Araz, Abdullah Şap, Hayrettin Yağcı, Necmettin Karadeniz, Nurettin Ormancı, Fahrettin Soysal, Süleyman İnan, Doğan Yonucuoğlu, Ali Yenigün ve Mehmet Kapanoğlu gibi isimlerle 1966-1973 yılları arasında Türkiye'ye 45 ayrı parti halinde 27 milyon mermi ve 70 bin civarında silah soktuğu için yargılandı ve delil yetersizliğinden beraat etti. (Silah Kaçakçılığı ve Terör, 70-77)
1966-1973 yılları arasında Türkiye'ye 27 milyon adet mermi ve 70 bin civarında silah sokulması ile ilgili olarak yargılandı ama delil yetersizliğinden beraat etti [Uğur Mumcu, Silah Kaçakçılığı ve Terör, s.70-77].
Uğurlu kısa bir süre sonra Bulgaristan'a yerleşecek ve kaçakçılık işlerini bu ülkede yürütecekti.
1974 yılında çıkan af yasasıyla bir kısım suçları affedildi. 1974-1979 yılları arasında "Yıldırım" kod adı le MİT için çalıştı [Mehmet Eymür, ATİN]. Bu arada İnterpol tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçu ile aranıyordu [D.Yurdakul, C. Erdinç, ÇETE'LE, s289].
1974 yılında çıkan af yasasıyla bir kısım suçları affedildi. 1974-1979 yılları arasında "Yıldırım" kod adı le MİT için çalıştı [Mehmet Eymür, ATİN]. Bu arada İnterpol tarafından uyuşturucu kaçakçılığı suçu ile aranıyordu [D.Yurdakul, C. Erdinç, ÇETE'LE, s289].
Uğurlu'nun ismi 1979 yılında şüpheli bir intihar ile ölen kaçakçı İbrahim Telemen'in iddialarında geçiyordu. Milliyet gazetesi başyazarı Abdi İpekçi öldürülmeden önce kaçakçılık konuları ile ilgili yazılar yazıyor ve Uğurlu'dan bahsediyordu.
Kahve kaçakçılığı suçuyla arandığında Bulgaristan'a kaçtı. 1979'da İbrahim Telemen'in ihbarı ile tutuklandı. Serbest bırakıldı. 1974-79 yılları arasında MİT tarafından "Yıldırım" takma adıyla kullanıldı. Bu dönemde İnterpol tarafından Süleyman Necati Topuz ve Uğurcan Elmas'la birlikte 1450 kilo uyuşturucu madde kaçakçılığı yapmak suçuyla aranıyordu. Bu sırada Telemen'in ihbarı üzerine yakalandığı ve kaçakçılık yaptığını açıkça söylediği halde serbest bırakıldı. İbrahim Telemen Mumcu'ya yazdığı mektupta Uğurlu, Bulgar Kintex şirketinden sağlandığı kaçak sigara ve elektronik eşyayı Alman Vörn taşımacılık şirketiyle Türkiye'ye getirilmesi işini organize ediyor ve Atilla kod adını kullanıyordu. Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı'ya rüşvet vererek sınır kapılarına istediği müdürün atanmasını sağladı. Sofya'daki işlerini Selahattin Güvensoy, Fikri Kocakerim ve Faruk Mahmutoğlu aracılığıyla yürütüyordu.
Elektronik kaçakçılığını Selami ve Bekir Gültaş'a ait Vardar Export şirketiyle yürütüyordu. Mehmet Ali Ağca'ya Sofya'da Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nden düzenlenen sahte pasaportu da bu şirkette çalışan Ömer Mersan verdi. Tuncay Mataracı'ya rüşvet vermekten tekrar tutuklandı ve serbest bırakıldı.
1984'teki babalar operasyonunda da tutuklandı, 4 Ocak 1988'te tahliye edildi. Kaçak olarak yurda sokulurken yakalanan ve Haydarpaşa Gümrüğü'nde bulunan ve dönemin parasıyla 1.7 milyar lira değerindeki bakır teli, ihaledeki rakiplerini korkutarak Mümtaz Çolak adına, 550 milyon liraya aldığı ileri sürüldü. (Hürriyet 28.08.1988) İstanbul DGM tarafından 10 Aralık 1988'de Hollanda'da 99 kilo eroinle yakalanan 12 Türk ile ilişkili olarak, eroin kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
Abuzer Uğurlu için 10 Temmuz 1991'de yine İstanbul DGM tarafından 36 yıl hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul polisi tarafından 60 milyon mark değerindeki Zirkonyum'u İran ve Irak'lı ajanlara satmaya kalkıştığının tespit edildiği, olaya Bulgarların Türkiye'ye yönelik silah kaçakçılığında önemli bir payı bulunan Kintex şirketinin de karıştığı ileri sürüldü. (Gazete Pazar, 05.10.1997 / Susurluk Tutanakları / Papa, Mafya, Ağca / Reis)
1978 yılında hükümeti kuran CHP'nin MHP'li Gün Sazak'ın yerine Gümrük ve Tekel Bakanı yaptığı Tuncay Mataracı'nın, Uğurlu'dan rüşvet aldığı ve Onun istediği kişileri Gümrük Müdürü yaptığı 12 Eylül sonrası ortaya çıktı [F. Ünlü, Susurluk Gümrüğü, s.77].
Bu arada Milliyet gazetesini satın almak isteyen Kemal Derinkök'ün, Uğurlu ile yakın ilişkisi vardı. İpekçi suikastının tetikçisi olarak idama mahkum edilen Mehmet Ali Ağca, cinayetten önce Uğurlu'dan yardım gördüğünü söyleyecekti. Uğurlu 1984'de MİT ve Emniyet'in beraber yürüttüğü Babalar Operasyonu sırasında tutuklandı. 1987 yılında tekrar tutuklanan ve 1988'de tahliye edilen Uğurlu hakkında 10 Temmuz 1991'de İstanbul DGM'de 36 yıl hapis istemi ile bir dava açıldı. 20 Ekim 1999'da İstanbul'da yakalandı [F.Ünlü, Susurluk Gümrüğü,s.89].
İlk kez casusluk şüphesiyle gözaltına alınan jakobi adıyla tanınan M. Akil Çubukçı'nın verdiği ayrıntılı ifade üzerine 18 Eylül 1973'te İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından açılan soruşturmada Hüseyin Uğurlu, Mustafa Sabri Uğurlu, Akil Çubukçı, Zihni İpek, Hacı Mirza, Süleyman Abdullahoğlu, Süleyman Şevket Yavuz, Sefer Bezal, Mustafa Mirza, Ali Bezat, Mehmet Cantaş, Nusret Demir, Fahri Bank, Ömer Mirza, Nail Araz, Abdullah Şap, Hayrettin Yağcı, Necmettin Karadeniz, Nurettin Ormancı, Fahrettin Soysal, Süleyman İnan, Doğan Yonucuoğlu, Ali Yenigün ve Mehmet Kapanoğlu gibi isimlerle 1966-1973 yılları arasında Türkiye'ye 45 ayrı parti halinde 27 milyon mermi ve 70 bin civarında silah soktuğu için yargılandı ve delil yetersizliğinden beraat etti. (Silah Kaçakçılığı ve Terör, 70-77)
Hiç yorum yok: