Kelimeleri cümle içinde kullanma kılavuzu

Seks.

Gerçekleşmek.

Kadın.

Gerçek.

Feda olarak ölmek.

Bozuk para tabağı.

Kameraya gülmek.

İçinde durmamıza izin verilmeyen geçişler.

Çikolata...

Uyku...

Kemik...

Beyaz...

Korkmak...

Kötü ihtimalin gerçekleşeceğine inanç.

Her zaman birinin sana baktığını bilmek.

Dünyanın bi' ucu.

Uçak dağın arkasına düştü.

Kuralları kim koyuyor.

Zillerini bağırtarak gidişata müdahil olan baterist.

Bir gün bizi sopayla kovalayacaklar.

Toprağın gökyüzüne dokunduğu yer. Aslında öyle bir şey yok.

Allaha inanmamak onu zayıf kılar.

Adaletin gerçekleştiği filmler.

Lig usülünün olmazsa olmaz haksızlıkları.

Öyle bir not düştüm ki tarihe, yüzyıllar bir anda geçse de dönüp bakabilsek istedim.

Sana inanmamızı değil, senin inanmamızı istediğin şeye inanmamızı...

Komşuluk ilişkileri ne güzel ölmüş.

Sinek tuzağı gibi konular.

Ses kontrolcünün pervasızlığı. Ossshhh!...

Ölümü kınamak.

Sigorta şirketlerinin limana gelen ölü köleler için para ödememesi.

Senzer.

Acaba?

Kapıyı kapatırken içerde mi dışarda mı olduğunu unutmak.

Bir milyon kafanın uydurduğu korku.

Küçük ağacın eğitimi.

Bazı sorular var, başkalarının cevabını kendininkinden daha üstün tutmakta zorlanırsın. "Öldükten sonra ne olacak?" böyle bi soru mesela. Ben de aynı soruyu kendime sordum ve hayatın anlamını çözdüm. Cevabımı, başkalarının cevaplarıyla yarışabilir gördüm. Şöyle: şimdi, bir büyük ruh var. Biz onun orasından burasından pırtlıyoruz. O bizim pırtladığımız yeri kaşıyo. Sivilce gibi uç veriyoruz. Soğan göveri gibi. yeşeriyoruz. Daha eli yüzü düzgün şeyler, o ruhun kendini seyretmeyi istediği anlarda ortaya çıkıyor. Ben böyle giderse ölümle barışırım. Kaşıntıyız biz en nihayetinde. Dokunuluşumuz, belki sevişirkenki gibidir, şehvetlidir. Benzerler evet, ama aslında kaşınıyoruzdur.

Nasılsın?

Başın nasıl?

Nasıl başlıyordun sen?