Esat Oktay Yıldıran
12 Eylül'den sonra Diyarbakır Cezaevi'ne İç Güvenlik amiri olarak atanan askeri savcı, yüzbaşı. Selim Çürükkaya, Aktüel Dergisi'ne verdiği yayınlanmayan röportajında onun Diyarbakır Cezaevi'ne gelişini anlatıyor. "Şöyle demişti: ” Beni dinle! (O daima karşısındaki kitlenin içindeki bireye seslenirdi.) Ben direkmen Genelkurmayın emriyle buraya atandım. Benim adım Esat Oktay Yıldıran’dır. Ben Kıbrıs’ta Rum çocuğunu bıçakla kesmiş, babasının gözlerinin önünde kanını şarap niyetine içmiş adamım” Kendisini bu cümlelerle bize tanıtan Esat Oktay Yıldıran, iki yıl boyunca bize sistemli işkenceler yaptırdı. Elbette bu işkenceler emir komuta zinciri içinde yapılıyordu. Esat Oktay’ın maiyetinde olan işkenceciler, onun emri olmadan tuvalete bile çıkamazdı. Esat Oktay Yıldıran, Kontrgerilla şefi Kemal Yamak’ın emri dışında hareket edemezdi."
Daha sonra üstün hizmet madalyası aldığı ve binbaşı rütbesiyle İstanbul'a atandığı bilgileri var. 1988 yılında Ümraniye'de halk otobüsünde vurularak öldürüldü. Tanınmamak için estetik operasyon yaptırdığı yolunda da söylentiler var. Adı Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı içinde bir caddeye verildi.
Daha sonra üstün hizmet madalyası aldığı ve binbaşı rütbesiyle İstanbul'a atandığı bilgileri var. 1988 yılında Ümraniye'de halk otobüsünde vurularak öldürüldü. Tanınmamak için estetik operasyon yaptırdığı yolunda da söylentiler var. Adı Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanlığı içinde bir caddeye verildi.
Hiç yorum yok: