Olan biten

Gördüğümü çaldım

*Fethullah Gülen'den ricat

Fethullah Gülen Türkiye'ye dönecek veya/hatta/bir ihtimaldir ki döndü. Türkiye'de değişik partilerden siyasilyerin konuşmalarında sık sık "Pensilvanya" şeklindeki atıflarla anılan Fethullah Gülen'in, hicretinin 7. yılında geri dönüş hazırlığı yaptığı biliniyor. Gülen çizgisindeki yayınların amiral gemisi Zaman'da, onun en gözde sözcüsü Hüseyin Gülerce'nin bugünkü yazısında yayınladığı alıntılar Gülen'in Türkiye'ye dönmeye hazırlandığı izlenimini güçlendiriyor. Gülen "haftalık olağan sohbet"inde demokratikleşme rüzgarlarının güçlendiğine, darbe taraftarlarının gerilediğine işaret ettikten sonra "Havalar değişince ben de Türkiye'ye gelmeyi çok istiyorum. Çok özledim" diyesiymiş.

Gelişinin yüzbinleri havaalanına yığması, Humeyni'nin Tahran'a dönüşü manzaralarını gölgede bırakması ihtimallerine karşılık Gülerce'nin sözleri, vuslatın belki de çoktan gerçekleşmiş olabileceğini düşündürüyor. Gülerce'ye göre tıpkı fikirleri ve dünya görüşü gibi dönüşü de Humeyni'ninkine benzemeyek. Gülen'in "Dönersem, kendim gibi dönerim" sözlerini naklettikten sonra, "Türkiye'ye gelir, insanların sonradan haberi olur" diyor.

Gülen, 12 Eylül referandum sürecinde "evet" çağrısında bulunarak günlük siyasetteki polimiklerin aktif bir katılımcısı gibi tutum aldı. Sandıktan çıkan sonucu da "Son iki yüzyılda milletimizin geleceği adına yaptığı en iyi şey" diyerek selamladı. Haziran başında yapılacağı açıklanan 2011 seçimleri sath-ı maili Gülen'i dolaysız biçimde siyasi aktör katına yükseltebilir. Dönüşü herhalde bu siyasi takvim yerine üç ayların girişiyle ilişkilendirilmeyecek.

*Mesut Özil'e kamp daveti


Alman Milli Takımı formasıyla Türkiye'ye gol attıktan sonra ZDF Televizyonu'na Türk değil Kürt olduğu yönündeki sözleriyle gündemi çalkalayan Mesut Özil, Kürdistan Futbol Birliği Başkanı Sefin Kanebi tarafından Kürt bölgesine zaten davet edildi. Özil'in Türkiye'den göçe zorlananların yaşadığı PKK denetimindeki mülteci kamplarından da davet alması beklenebilir. Daveti kabul ederse Özil, Kandil Dağı eteklerindeki düzlük arazide oynanacak Haftanin - Mahmur maçının başlama vuruşunu yapabilir. Özil'in daveti kabul etmesi, ayrıca daha önce "Türküm ve öyle kalacağım" sözlerini manşette kullanarak Özil'in kökenine forma giydirme yarışını başlatan Hürriyet Gazetesi'ne ağır bir yenilgi tattırabilir.



* Şşşşşt..
Tıpkı Fatih Altaylı, Mehmet Ali Birand ve Mehmet Eymür gibi, Ertuğrul Özkök de Hanefi Avcı'nın Eskişehir'deki ofisinde bulundğu öne sürülen 13 yıl öncesine ait ses kayıtları dolayısıyla Beşiktaş Adliyesi'ni ziyaret etti. Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin'in de çağrılması ihtimal dahilinde. Video kaseti yayınlanmamış ve istifa etmemiş olsaydı, belki Deniz Baykal adliyenin bir başka ziyaretçisi olacaktı. Sesi kaydedilmiş 53 VIP insandan bahsedildiğine göre, sesi çok çıkan bir çok insanın şu andan itibaren söylemek ve yazmak üzere tercih edecekleri sözcükleri daha özenli seçeceklerini tahmin edebiliriz. Baykal'ın geçtiğimiz günlerde Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı esrarengiz görüşmelerin Avcı'nın gözaltına alınmasının hemen sonrasına rastlaması üzerine bina edilebilecek komplo teorileri için hala zemin var. Tuncay Güney'in Ergenekon tutuklamalarını başlatan ifadeleri bugünlerde yeniden keşfedilmeyi hakediyor. Henüz adliyeye çağrılmamış olup da sesi kaydedilmişlerden birinin konuşmalarının sızdırılması ihtimali, Mehmet Ali Birand tarafından dile getirildi. Bu tahmin doğru çıkarsa eğer, ortalık ses kaydı havuzuna dönüşebilir.

* Kah Susurluk kah karargah...
Devrimci Karargah, Çatlı ile sembolize edilen ve devletin kirli operasyonlarında eski ülkücüleri kullandığı teması etrafında biçimlendirilmiş Susurluk hikayesinin sol bacağı olarak keşfedilerek ayakları üstüne dikilecek. Böylelikle bir çok insana, "size şaka yaptık, kameraya el sallayın" denmiş olacak. Unutulmamalı; kamera şakası, şaka ile gerçek olanın yer değiştirmesi tekniğine dayanır. Kameranın kaydettiği görüntüler değil de sıradan sıkıcı hayatımız gerçek olsaydı, bu tür programlarda anadan üryan insanlar görmüş gibi irkilmezdik. Çıplak gerçek, parantezle açılmış bir fasıla gibi asıl kamerayla tespit edilen kısımda durur da ondan.

* Çin'e hediye
Çin Başbakanı Wen Jiabao'nun stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasına da vesile olan ziyareti öncesine rastlayan Mustafa Özbek'in tahliyesi beklendiği kadar büyük bir ses getirmedi. Ergenekon Davası'na dönük tepkileri sonuçsuz ve etkisiz görünmekten çıkaracak yeni bir tahliye için aday seçimi aşamasında bulunulduğu düşünülebilir. Doğu Perinçek elbette en uygun isimdir. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay veya Tuncay Özkan, ya da bunlardan bir kaçının birden tahliyesi de aynı işi görür.

* Doğan ve doğacak olan...
CHP eski Milletvekili Kamuoyu Araştırmacısı Bülent Tanla, geçtiğimiz günlerde önemli medya kuruluşlarının el değiştireceği kehanetinde bulundu. Tanla'nın sözlerinden sonra gözler Doğan Grubu'na çevrildi. Yeni Şafak'taki köşesinde Taha Kıvanç da, satış doğrultusunda şartların olgunlaşmaya başladığını haber veriyor. Aynı yazar, Referans'ı Radikal çatısı altına alarak deneysel gazetecilikler deneyen Zaman cenahından devşirme, Eyüp Can'ı övmek için koca bir sütun ayırdı. Söylentilere göre üç farklı yabancı alıcıyla görüşmeler sürdürülüyor. Dördüncü talip, yerli bir grup ve muhtemelen iktidara yakın sermaye çevrelerinden. Grup ile taliplileri arasındaki görüşmelerin sonuçlanmasını engel ise Doğan'ın Hürriyet'i elinde tutmak istemesiymiş. Tanla'nın 2011 yılının Haziran ayının ilk haftasında yapılacağı Başbakan tarafından ilan edilen seçimlere yönelik bir başka tahmini de, iktidar partisinin propaganda temaları arasında sigara karşıtlığının önemli yer tutacağı. Tanla, seçim tarihini de aynen bu sözcüklerle, Başbakan telaffuz etmeden önce haber vermiş idi.

* Olasılık hesabının kaideleri
Yeni Şafak'tan İbrahim Karagül, ABD'nin ve İngiltere'nin, Avrupa'da önemli bir merkezde El Kaide saldırısı beklediğini bir süredir yazıyor. Bütün Avrupa teröre karşı alarma geçti, seyahat edecekler uyarıldı. Saldırı gerçekleşmedi veya henüz gerçekleşmedi. Eğer bir saldırı meydana gelirse bu, AP tarafından El Kaide kampında bir Türk F-16 pilotuna rastlandığının ve ABD'ye ait insansız hava uçaklarının Pakistan'da vurduğu camide ölenlerin arasında Alman vatandaşı Türklerin bulunduğunun haber verilmesinden sonraya rastlamış olacak. Karagül'e göre, saldırı öncesinde Türkiye'nin terörle bağlantılı olduğu izlenimi güçlendirilmeye çalışılıyor. Bir saldırı gerçekleşirse sahiden, yani hala olursa, olayın komik tarafları, trajik taraflarıyla yarışabilir.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.