Olan biten

Mahmut Esat Bozkurt

"...Mahmut Esat tuhaf, zannımca dimağca biraz maluldür. Sazar gözleri de deli gözü manzarasındadır. Hey'et-i Vekile'de bu kadar beraber bulunduk. Daima önünde bir sürü kağıt vardır. Masaya yatar gibi eğilmiştir. Boyalı ve boyasız kalemlerle bunlara bir şeyler resmeder durur. Bunlar resim de, yazı değil. Çocuklar kağıtlara kalemle bir şeyler yaparlar ya; öyledir. Bütün meşguliyeti budur. Fethi Hey'et-i Vekile reisi. Bir mes'ele müzakere edildi, karar verildi. Diğerlerine geçildi. Böylece dört mes'ele halloldu. Beşincinin müzakeresi esnasında Mahmut Esat başını ve eli kalemli kolunu kaldırdı, "Söz isterim" dedi.

Sırası geldi, reis söz verdi. Başladı, ilk mes'eleyi söylüyor, şaşaladım. Etrafıma baktım ve reise baktım. Reisi de şaşalamış bir tavırla etrafına, bana ve Mahmut Esat'a bakıyor gördüm ve dedi ki, "O mesele çoktan bitti, halloldu. Bu başka mesele." Mahmut Esat: "Ya öyle mi? Peki." dedi, kesti. Yine kağıtlarına daldı. Demek bu adam ilahi bir meczup gibi. O kadar massoluyor ki, celselerde yanında ne söylendiğini duymuyor. Böyle bir sersem yıllardan beri Türkiye'nin adliyesini idare etmektedir. Sebebi talkavukluğu. Bu adam Yunus Nadi'nin yetiştirmesidir. O ileri sürdü. Efendisine bak da pay biç."

Rıza Nur
Hayat ve hatıratım Cilt 3 S. 1193

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.