Olan biten

Ali İhsan Karacan

Serpil Yılmaz'ın Milliyet'te yayınlanan "Finans dünyasının "gözü kara" yöneticisi: Karacan" başlıklı yazısında eşi Aytaç Karacan'ın Türk Hukukcu Kadınlar Derneği Başkanı olduğu belirtiliyor. Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde (1994-1997) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı olarak görev yaptığı dönemde eşi de Özer Çiller'le İstanbul Bankası'nda çalışıyordu. Aytaç Hanım, bir süre bankanın hukuk işlerini yürüttü.
Oğlu Ceyhan yükseköğrenimini Amerika'da sürdürüyor.
Ali İhsan Karacan, 1973-1981 yılları arasında Bankalar Yeminli Murakıbı olarak görev aldı. İlk özel sektör deneyimi Yapı Kredi. Kendisi gibi murakıp kökenli Orhan Emirdağ (Grubun Fon'a geçen bankalarından Pamukbank'ın genel müdürü oldu), merhum Tuncay Artun (Yapı Kredi'den sonra İMKB Başkanı oldu, ancak aynı zamanda aracı kurum sahibi de olduğu için dönemin SPK Başkanı Karacan ile sürtüştü) Ahmet Kamil Esirtgen (Garanti Bankası'nda) ile birlikte Yapı Kredi'de genel müdür yardımcılığı yaptılar.
Yapı Kredi'de 13 yıl sürecek genel müdürlük koltuğuna oturan Burhan Karaçam'ın 1987 yılında bankaya gelmesiyle; Artun ve Karacan görevlerinden ayrıldı.
Özel sektörde ikinci durak Garanti Bankası'nın bağlı olduğu Doğuş Grubu'ydu. İşin ilginç yanı Karacan, bu dönemde de Doğuş hisselerini temsilen Yapı Kredi yönetim kurulu toplantılarına giriyordu.
Karacan, özel sektörden kopup SPK Başkanı olduğunda, küçük yatırımcıları koruyan 'çağrı yükümlülükleri' gibi önemli kararlara imza attı.
SPK'da görev süresi dolunca ayrılan Karacan'ın, ikinci Çukurova dönemi açıldı. 1997 yılında Çukurova Grubu'nda Yönetim ve İcra Kurulu üyeliklerine geldi, Yapı Kredi'de danışman oldu.
2002'de Pamukbank olayının patlamasıyla birlikte yeniden Çukurova'dan ayrıldı. Ancak Yapı Kredi ile henüz 'kader bağlarını' koparmıyordu. BDDK, Yapı Kredi'nin başkanlığına Halit Soydan'ı getirmiş bankacılık dışı alanı da Karacan'a bırakmıştı. Böylece turizmden, kültürden sigortacılığa kadar, Yapı Kredi'nin iştiraki olan 14 şirket ona teslim edildi.

Karacan, görevde olduğu son 18 ayda; Yapı Kredi iştiraklerinden Göcek Swissotel ve Marmaris'teki turistik yatırımları 70 milyon, Four Seasons ve Atil Paşa Yalısı'nı 60 milyon, Pegasus Havayolları'nı 17 milyon dolara satarak bankaya gelir kaydetti.
Tam bu nokta, Yapı Kredi Plaza'da 'sesler yükseldi...'
17. katta BDDK'nın atadığı 'patron' olarak konuşlanan Karacan ile yan odadaki 'eski patron' Mehmet Emin Karamehmet arasındaki ipler gerildi. Karacan, odasını bir alt kata taşıdı.
Karamehmet'in yeniden sahip olma umudu taşıdığı şirketler bir bir satılıyordu. Yapı Kredi iştiraklerinden Digitürk ve Superonline feda edilmemeliydi!.. Karacan tam bunları da satmak üzereyken; Koç UniCredito, Yapı Kredi'yi satın aldı ve Karamehmet'e bu iki şirket için 4 aylık satın alma opsiyonu tanıdı.

Korkulu rüya
Uzanlar'ın İmar Bankası'ndaki yolsuzluklarını araştırması ile ünlenen Karacan, Çukurova ve Kepez Elektrik'te de küçük yatırımcıyı korudu.
"1,5 yıl Uzan Ailesi'nin kameralarıyla yaşadım. Lübnan'dan getirilen tetikçiyle canıma kastedilmek istendi" sözleri, TBMM Yeşil Sermaye Komisyonu kayıtlarına girdi.
Beyaz gömlekli zenginlerin ceplerinde yalnızca 'iş planları' olmadığını milletin önüne seriyordu.
1997 yılında, sistem dışında çalışan Kombassan'ın yurtdışından topladığı 15 trilyon liraya tedbir koyduran Karacan, bu tutumunu, 28 Şubat ürünü olarak yorumlayanlara, "İşimi yaptım" cevabını verdi.
Otoriteyle sürtüşmek Karacan'ın sorunu olamazdı; 'kurallar' söylenir, yazılır ve uygulanırdı. Genç bir delikanlıyken girdiği Yapı Kredi'nin kapısından, görev süresini doldurup 14 Ekim'de çıkıyor; Karamehmet'in 'patronluk' mücadelesi ise sürüyor.

http://www.milliyet.com.tr/2005/10/09/yazar/yilmaz.html

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.