Devrimci Karargah
Devrimci Karargâh(DK) örgütü kuruldugu günden beri içsel çeliskileri nedeniyle gerçek ideolojisini ortaya koyamiyor.
Devrimci Karargâh(DK) örgütü kuruldugu günden beri içsel çeliskileri nedeniyle gerçek ideolojisini ortaya koyamiyor.
Bu arada Orhan Yilmazkaya'nin girdigi çatismada ölü olarak ele geçirilmesiyle örgüt içerisinde büyük bir moral çöküntüsü yasandi.
Yilmazkaya’nin cenazesini örgütten çok BDP, SDP ve TKP/K TÖP mensuplarinin sahiplenmesi, diger olusumlarin cenazeye temsilci dahi göndermemeleri örgütün ne duruma düstügünü gösteriyor.
Anilan partilerin, KONGRA-GEL(PKK) destekçisi olmalari, DK’in da bu görüsler dogrultusunda hareket ettigine karine teskil ediyor.
Öte yandan, Kürt olusumlar tarafindan yönlendirilen ve bazen Türk solunun da destekledigi BDP önderliginde ortak çati partisi olusturulmasi fikri ise bir türlü hayata geçirilemiyor.
BDP'nin çati partisi örnegi bir eylem birlikteliginin, illegal ortamlarda da gerçeklestirilmesi gerektigi söylemini ön plana çikaran DK, bir türlü kendisine yön çizemiyor.
Gerçeklestirilen son operasyonlarda DK’a destek veren SDP’nin üst düzey üyelerinin tutuklanmalarinin ardindan, Türkiye’deki sol görüslü çevreler ilk kuruldugu günden beri kusku ile yaklastiklari DK’i artik bir hain olarak görmeye basladilar.
Çünkü bugüne kadar sol kesim, DK’a sadece kapali kapilar arkasinda faaliyet yürütmesi, Türk-Kürt-Alevi-Ermeni vb. herkesi kapsamina aldigi iddiasinda bulunmasi nedeniyle kusku ile yaklasiyordu.
DK üyelerinin sol örgütlerin eski kadrolarina da el atma cüretinde bulunmasi ise bardagi tasiran son damla oldu.
Nitekim DHKP/C mensuplarinin 1 Mayis kutlamalari sirasinda, Devrimci Çözüm pankarti altinda alana gelen DK mensuplarini (eski Bedri Yagancilar) fark edince, onlara saldirarak darp etmeleri DK’a olan tepkinin ulastigi boyutu göstermesi açisindan ilginç...
Gerçek devrimciler eylemlerinde sivillere zarar gelmemesine azami özen gösterirken, DK mensuplarinin, AKP İstanbul İl Baskanligi'na yönelik bombali paket saldirisinda oldugu gibi, vatandaslari hedef alan eylemlere imza koymasi da elestiri konusu yapilmaya devam ediliyor.
Devrimci Karargâh’in en büyük destekçilerinin, 16 Haziran ve Dev-Sol Bedri Yagancilar grubu gibi heyecanini ve ruhunu yitirmis, konjonktürün gerisinde kalmis kisilerden olusmasi, pratikten gelen bir ideolojisinin bulunmamasi vb. etmenler ise DK’in en büyük handikabini olusturuyor.
Çünkü kitleler, ideolojik temeli ve geçmisi olmayan, sürece nereden ve ne sekilde giris yaptigi tam olarak bilinmeyen DK gibi örgütlere süpheyle bakiyor.
Devrimci Karargâh(DK) örgütü kuruldugu günden beri içsel çeliskileri nedeniyle gerçek ideolojisini ortaya koyamiyor.
Bu arada Orhan Yilmazkaya'nin girdigi çatismada ölü olarak ele geçirilmesiyle örgüt içerisinde büyük bir moral çöküntüsü yasandi.
Yilmazkaya’nin cenazesini örgütten çok BDP, SDP ve TKP/K TÖP mensuplarinin sahiplenmesi, diger olusumlarin cenazeye temsilci dahi göndermemeleri örgütün ne duruma düstügünü gösteriyor.
Anilan partilerin, KONGRA-GEL(PKK) destekçisi olmalari, DK’in da bu görüsler dogrultusunda hareket ettigine karine teskil ediyor.
Öte yandan, Kürt olusumlar tarafindan yönlendirilen ve bazen Türk solunun da destekledigi BDP önderliginde ortak çati partisi olusturulmasi fikri ise bir türlü hayata geçirilemiyor.
BDP'nin çati partisi örnegi bir eylem birlikteliginin, illegal ortamlarda da gerçeklestirilmesi gerektigi söylemini ön plana çikaran DK, bir türlü kendisine yön çizemiyor.
Gerçeklestirilen son operasyonlarda DK’a destek veren SDP’nin üst düzey üyelerinin tutuklanmalarinin ardindan, Türkiye’deki sol görüslü çevreler ilk kuruldugu günden beri kusku ile yaklastiklari DK’i artik bir hain olarak görmeye basladilar.
Çünkü bugüne kadar sol kesim, DK’a sadece kapali kapilar arkasinda faaliyet yürütmesi, Türk-Kürt-Alevi-Ermeni vb. herkesi kapsamina aldigi iddiasinda bulunmasi nedeniyle kusku ile yaklasiyordu.
DK üyelerinin sol örgütlerin eski kadrolarina da el atma cüretinde bulunmasi ise bardagi tasiran son damla oldu.
Nitekim DHKP/C mensuplarinin 1 Mayis kutlamalari sirasinda, Devrimci Çözüm pankarti altinda alana gelen DK mensuplarini (eski Bedri Yagancilar) fark edince, onlara saldirarak darp etmeleri DK’a olan tepkinin ulastigi boyutu göstermesi açisindan ilginç...
Gerçek devrimciler eylemlerinde sivillere zarar gelmemesine azami özen gösterirken, DK mensuplarinin, AKP İstanbul İl Baskanligi'na yönelik bombali paket saldirisinda oldugu gibi, vatandaslari hedef alan eylemlere imza koymasi da elestiri konusu yapilmaya devam ediliyor.
Devrimci Karargâh’in en büyük destekçilerinin, 16 Haziran ve Dev-Sol Bedri Yagancilar grubu gibi heyecanini ve ruhunu yitirmis, konjonktürün gerisinde kalmis kisilerden olusmasi, pratikten gelen bir ideolojisinin bulunmamasi vb. etmenler ise DK’in en büyük handikabini olusturuyor.
Çünkü kitleler, ideolojik temeli ve geçmisi olmayan, sürece nereden ve ne sekilde giris yaptigi tam olarak bilinmeyen DK gibi örgütlere süpheyle bakiyor.
Hiç yorum yok: